Sabırlı Çocuk ve Allah’ın Denemesi Masalı

Sabırlı Çocuk ve Allah'ın Denemesi Masalı

Bir zamanlar, Dürüstlük Vadisi'nde yaşayan bir çocuk varmış. Adı Aliymış. Aliy, diğer çocuklardan farklıydı. Her zaman iyilik yapar, dürüstlüğe önem verir ve insanlara yardım etmekten büyük mutluluk duyardı. Bu özellikleriyle çevresindeki herkesin sevgisini kazanmıştı.

Aliym'in en büyük hayali, dünyayı dolaşmak ve insanlara yardım etmekti. Bir gün, gökyüzünde parlak bir yıldız belirdi. Yıldız sanki Aliym'i çağırıyormuş gibi hissetti. Merak içinde olan Aliym, yıldızın peşinden gitmeye karar verdi.

Bir gece, yıldızın gösterdiği yöne doğru yolculuğa çıktı. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından Aliym, bir saraya ulaştı. Sarayın kapısında duran devasa bir melek, ona gülümsedi ve içeri girmesine izin verdi.

Saray, mucizelerle doluydu. Aliym, büyülü bir salonun ortasında durduğunda, karşısına büyüleyici bir şekilde parlayan bir taht çıktı. Tahtta oturan tanrıça, Aliym'in gönlünü okuyabilecek kadar güçlüydü. O anda Aliym, sarayın gerçek sahibinin Allah olduğunu anladı.

Allah, Aliym'e seslendi: "Ey Sabırlı Çocuk, senin dürüstlüğün ve yardımseverliğin gözlerimi kamaştırdı. Sana bir deneme yapmak istiyorum."

Aliym şaşkınlıkla soruverdi, "Nasıl bir deneme, Ey Yüce Allah?"

Allah gülümsedi ve dedi ki, "Sana üç zorlu görev vereceğim. Bu görevleri başarıyla tamamlarsan, sana büyük bir armağan vereceğim. Ancak unutma, her göreve sabırla ve cesaretle yaklaşmalısın."

Aliym, heyecan içinde başını salladı. Görevleri duymak için sabırsızlanıyordu.

Allah, ilk görevini açıkladı: "Dürüstlüğünle bilinen bir köye gitmelisin. Orada yaşayan yoksul bir aileye yardım etmek için ellerinden geleni yapmalısın."

Aliym hemen yola çıktı. Köye vardığında, ihtiyaç sahibi bir aileyi buldu. Onlara yiyecek, giyecek ve para yardımında bulundu. Ailenin sevincini gören Aliym de çok mutlu oldu.

Allah, ikinci görevini verdi: "Şefkatini kanıtlamak için hasta olan birine yardım etmelisin. Onun acısını dindirmek için çaba sarf etmelisin."

Aliym, bir hasta köyüne gitti. Orada bir çocuk, şiddetli bir hastalığa yakalanmıştı. Aliym, çocuğun yanına giderek ona moral vermeye çalıştı. Birlikte dua ettiler ve çocuğun acısının hafiflediğini gördüler. Bu sefer Aliym, hem kendisi hem de hasta çocuk için sevinçle doluydu.

Allah, üçüncü ve son görevini açıkladı: "Kendi korkularınla yüzleşmelisin. Korkularını aşarak cesaretini kanıtlamalısın."

Aliym düşündü ve en büyük korkusunun yükseklerde olduğunu fark etti. Bir dağa tırmandı ve zirveye ulaştığında, yükseklik korkusuyla mücadele etti. Tümcesaretini topladı ve zirveden aşağıya atladı. İnanılmaz bir özgüvenle uçtuğunu hissetti ve korkusunu yendi.

Görevleri tamamladıktan sonra, Aliym tekrar Allah'ın huzuruna çıktı. Allah gülümseyerek ona seslendi: "Ey Sabırlı Çocuk, sen görevlerimi başarıyla tamamladın ve zorluklarla cesaretle mücadele ettin. Sana ödül olarak, sonsuz mutluluk ve huzur sunuyorum."

Aliym çok sevinçliydi. O andan itibaren, Dürüstlük Vadisi'nde yaşayan insanlara daha da fazla yardım etmek için çalıştı. İnsanları güzelliklerle dolu bir dünyaya davet etti ve herkesin kalbinde umut ışığı yakmayı başardı.

Aliym'in masalı bütün köylere yayıldı. Herkes onun sabrını, dürüstlüğünü ve cesaretini örnek aldı. Yoksullara yardım etmeye, hastalara şefkat göstermeye ve korkularının üstesinden gelmeye başladılar.

Ve böylece, Dürüstlük Vadisi daha da güzel ve umut dolu bir yer haline geldi. Sabırlı Çocuk Aliym, masal anlatıcılarının dillerinde, çocukların hayallerinde ve her kalpte yaşamaya devam etti. Onun hikayesi, insanlara her zaman güzel bir hatırlatma oldu: Sabır, dürüstlük ve cesaret, hayatta büyük başarıların anahtarıdır.

Ve masalın sonunda, çocuklar yorgun düşüp gözlerini kapattıklarında, rüyalarına Aliym'in cesareti ve iyiliği sızardı. Onlar da sabırlı ve yardımsever olmayı öğrenerek, Aliym gibi büyük hayallerin peşinden koşarlardı. Çünkü masallar, içinde gerçek birer kahraman barındırır. Ve bu kahramanlar, hayatta da var olurlar.