Allah korkusu ile ilgili Masallar

Cömert Dilenci ve Allah’ın Lütfu Masalı

Evvel zaman içinde, kuşlar bile diliyle konuşurken, bir ülkede yaşayan bir dilenci vardı. Bu dilenci, her gün sokaklarda gezinir ve insanların yardımına muhtaç olduğunu düşündüğü için onlardan sadaka dilenirdi. Fakat, bu dilencinin kalbi öyle cömertti ki, eline geçen paraları sadece kendi ihtiyaçları için değil, aynı zamanda diğer yoksulların da yardımına sunardı.

Bir sabah, dilenci yine sokaklarda dolaşıyordu. Gözleri açlıkla parlıyor, bedeni zayıflıktan adeta titriyordu. İnsanlar dilenciye acıyarak ona bir şeyler veriyorlardı, ama bu kez dilenci sadece kendisi için değil, etrafındaki aç ve muhtaç insanlara da yardım etmek istedi. Çünkü o, insanların paylaştıkça çoğalacağına inanıyordu.

Derken bir gün, dilenciye göz alıcı bir kıyafet giymiş, asil duruşlu bir adam yaklaştı. Bu adam tanrısal bir ışık saçıyordu ve dilencinin üzerine baktığında, dilenciden gelen cömertlik ve yardımseverlik enerjisini hissetti.

Adam, dilenciye yaklaşıp onunla konuşmaya başladı. "Ey cömert dilenci," dedi. "Senin kalbinin derinliklerindeki cömertliği ve yardımseverliği gördüm. Bu yüzden sana Allah'ın lütfunu sunmak istiyorum."

Dilenci şaşkınlıkla adamın sözlerini dinledi. "Allah'ın lütfu mu? Bunu nasıl yapabilirim?" diye sordu.

Adam tebessüm ederek konuşmaya devam etti. "Sana bir dilek hakkı vereceğim," dedi. "İstediğin bir dileği dileyebilirsin, ve eğer dileğin kalpten gelirse, Allah'ın lütfuyla gerçekleşecektir."

Dilenci bu mucizevi teklife karşısında büyük bir heyecan duydu. Derin bir düşünceye dalıp sonra gülümseyerek adamın yanıtladı. "Benim tek dileğim, bütün insanların karnının doyması ve mutlu olmasıdır. Eğer bu dileğim gerçekleşirse, ben de sonsuz bir mutluluk içinde yaşarım."

Adam dilencinin dileğini kabul etti ve ona bir altın anahtar verdi. "Bu anahtarı kullanarak, doğru zamanı ve yerini bulduğunda dileğini ifade etmelisin," dedi.

Dilenci, altın anahtarı ellerinde tutarken, bunun büyülü bir anahtar olduğunu düşündü ve kalbindeki dileği gerçekleştirmek için sabırsızlandı.

Bir süre sonra, dilenci kasabanın dışındaki büyük bir ağacın altında oturdu. Aniden, gökyüzü karanlıkla kaplandı ve gürültülü bir fırtına başladı. Rüzgar çığlıklar atarak kasabayı sarsarken, dilenci kalbinin sesini dinlemeye başladı. O an, doğru zamanın geldiğini hissetti.

Titreyen elleriyle anahtarı kullanarak dileğini ifade etmek üzere havaya kaldırdı. "Ey lütuf sahibi Allah," diye bağırdı. "Lütfen bütün insanların karnını doyurun ve onları mutlu edin!"

Ve o anda, gökyüzünden yemyeşil yapraklar yağmaya başladı. Yapraklar toprağa düştükçe, her biri muhteşem yiyecekler ve meyveler haline dönüştü. Dilenci sevinDilenci sevinçle gözlerini büyüttü ve hızla topladığı yiyecekleri etrafındaki insanlarla paylaşmaya başladı. Herkes doydu, gülümsedi ve dilencinin cömertliğine hayranlıkla baktı.

Fakat bu olay sadece bir başlangıçtı. Dilenci, Allah'ın lütfunun gerçekleştirdiği mucizevi olayları her gün deneyimlemeye devam etti. Bir gün yolda yürürken, aç ve üşümüş bir çocuk buldu. Kalbi acıyan dilenci, altın anahtarı kullanarak dileğini ifade etti: "Ey lütuf sahibi Allah, bu çocuğun açlığını dindir ve ona sıcak bir yuva ver."

Ve aniden, karşılarında masalsı bir ev belirdi. Evin içinde, nefis kokular yayılıyordu ve sobanın etrafında sıcacık bir ateş yanıyordu. Dilenci ve çocuk eve girip kendilerini doyurduktan sonra, evin gerçek olduğunu anladılar. O andan itibaren, dilenci bu evi ihtiyaç duyanlara yardım etmek için bir sığınak olarak kullandı.

Gün geçtikçe dilencinin cömertlik hikayeleri kasabanın dışına yayıldı. İnsanlar onun yardımına muhtaç olduklarında altın anahtarı kullanmasını isterlerdi. Dilenci, kalbiyle bağlantı kurup doğru zamanı seçtikten sonra anahtarı kullanarak dileklerini gerçekleştirirdi.

Bir gün, kasabanın hükümdarı olan zalim bir kral, dilencinin mucizevi gücünü öğrendi ve onu sarayına çağırdı. Kral, altın anahtarın gücünü ele geçirmek istiyordu. Dilenci ise bu gücün sadece cömertlik ve yardımseverlikle uyumlu olarak çalışabileceğini biliyordu.

Saraya geldiğinde, kral ona altın anahtarı vermeye zorladı. Fakat dilenci, kralın bencil niyetlerini hissederek düşündü. "Bu anahtarın gücünü kullanmak için doğru yolda olmalıyım," dedi.

Dilenci, krala meydan okumak için cesurca altın anahtarı havaya kaldırdı. "Ey lütuf sahibi Allah," diye fısıldadı. "Kralın kalbini değiştir ve iyilik yapmasını sağla."

Ve aniden, kralın yüzünde bir anlayış belirdi. Kalbindeki bencillik yerini merhamete bıraktı. Kral, dilencinin cömertliğini ve yardımseverliğini takdir etti ve ona şehirdeki tüm insanların refahını sağlamak için yardım etme görevini verdi.

Artık kasaba, dilencinin liderliğinde bir refah dönemine girdi. Herkesin karnı doyuyor, yoksulların ihtiyaçları karşılanıyor ve insanlar arasında dayanışma ve sevgi hakim oluyordu. Dilenci, Allah'ın lütfuyla gerçekleşen bu mucizelere şükranla tanıklık etti.

Masalımız burada sona eriyor, çocuklar. Cömert Dilenci'nin yardımseverliği ve Allah'ın lütfu sayesinde kasaba mutlulukla dolup taştı. Unutmayın, paylaşmak ve başkalarının ihtiyaçlarını önemsemek bizi daha iyi insanlar yapar. İyilik yapmanın gücü her zaman içimizdedir, sadece onun farkına varmamız gerekmektedir. Sonsuz mutluluk ve bereket, cömertlikle dolu olan kal

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Ebubekir Onur Arga

    Muhteşem bir masal, insanın kalbine dokunan bir hikaye ️

Başa dön tuşu