Dede Korkut Hikayeleri

Uruz’un Tutsak Olması

Uruz’un Tutsak Olması: Bir zamanlar, dingin ve huzurlu bir ormanda, Uruz adında sevimli bir ayıcık yaşarmış. Uruz, ormanın en neşeli ve meraklı yaratığıydı. Her gün yeni maceralar peşinde koşar, çiçeklerle konuşur, kuşların ötüşlerini dinlerdi. Ancak bir şey onun içini rahatsız ediyordu: Ormanın derinliklerinde, ona ışığını gösteremeyen, gizemli bir kale bulunuyordu.

Uruz, bu kale hakkında herkesin korkulu dedikodusunu duyduğunda bile daha çok meraklanıyordu. Bir gün cesaretiyle dolup taşıp, yolculuğa çıkmaya karar verdi. Gözleri parlayarak ormana doğru ilerledi. Karşısına çıkan tüm engelleri aşarak, sonunda kaleye ulaştı. Kapının önünde duran devasa gardiyan heybetli duruşuyla Uruz’a bakarak sordu: “Yabancı, burada ne arıyorsun?”

Uruz, kalbindeki heyecanla kendini tanıttı ve kaleyi keşfetmek istediğini söyledi. Gardiyan, şaşkın bir ifadeyle ona bakarak, “Kalede yaşayan büyük bir sihirbaz var ve etrafı tuzaklarla koruyor. Acele etme, tehlikelerle dolu bu yere girmek gerçekten akıllıca mı?” dedi.

Ancak Uruz, kararlılıkla başını salladı ve gardiyana teşekkür ederek kaleye doğru adımlarını attı. İçeri girdiğinde gözlerine inanamayacak kadar büyülendi. Koridorlar, büyülü ışıklarla aydınlandı ve gizemli resimlerle süslendi. Uruz, heyecanla ilerledi ve en üst kata çıkarak sihirbazın odasına ulaştı.

Sihirbaz, beyaz cübbesiyle masasının başında oturmuş kitaplarıyla meşguldü. Uruz, titreyen sesiyle merakını dile getirdi: “Sayın Sihirbaz, bu koca kalede neden yalnız yaşıyorsunuz? Sizi burada ne tutsak ediyor?”

Sihirbaz, sessizce başını kaldırıp Uruz’a baktı ve sonra derin bir nefes aldı. Ona, uzun zaman önce kendini korumak için bu kaleye hapis ettiğini anlattı. Bir zamanlar, kötü kalpli bir cadı tarafından lanetlendiğini ve ormanda yaşayan herkesi tehlikeye atacağına inandığı için buraya sığındığını söyledi.

Uruz, sihirbazın hikayesine üzüldü ve ona yardım etmek istediğini söyledi. Sihirbaz, minnettarlıkla gülümsedi ve Uruz’a, laneti kırmak için cesaret ve sevgi dolu bir yürek gerektiğini anlattı. “Ancak” dedi, “bu görevi sadece bir masal karakteri gerçekleştirebilir.”

Uruz heyecanla, sihirbazın yanından ayrılarak ormanda dolaşmaya başladı. Karşısına çıkan her karaktere lanetin nasıl kırılabileceğini sordu. Balıkçı, periler, cüceler ve hatta büyülü bir aslan. Ancak hiçbiri Uruz’un sorusuna tatmin edici bir yanıt veremedi.

Uruz umutsuzluğa kapılmadan önce, karşısına yaşlı bir baykuş çıktı. Baykuş derin bir nefes aldı ve Uruz’a şöyle dedi: “Laneti kırmak için, laneti oluşturan kötülLaneti kırmak için, laneti oluşturan kötülükten daha güçlü bir iyilik yapmalısın.” Uruz, baykuşun sözlerine derin bir anlam yükledi ve düşündü. Ne yapabilirdi ki? Nasıl bir iyilik ortaya koyabilirdi?

Uzun bir süre düşündükten sonra, Uruz’un aklına harika bir fikir geldi. Yakındaki köyde yaşayan insanlara yardım etmeye karar verdi. Onlarla beraber çalışarak, evleri onarmak, yiyecek toplamak ve ihtiyaçları olan her türlü desteği sağlamak istedi.

Uruz köye doğru yol aldı ve hemen harekete geçti. İnsanlar onun neşeli enerjisinden etkilendiler ve ona katılmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdiler. Birlikte çocuklara oyunlar öğrettiler, yaşlılara yardım ettiler ve hasta olanlara şifa dağıttılar. Köy halkı, Uruz’un sunduğu yardımlardan dolayı minnettarlıkla dolup taştı.

Bir süre sonra, Uruz’un iyilikleri ormanda yayıldı. Diğer masal karakterleri de ona katılmaya başladı. Periler, cüceler, konuşan hayvanlar ve hatta büyülü bir prenses bile Uruz ile birlikte çalışmaya başladı. İyiliklerini birleştirerek, ormanın her köşesine yayılan bir sevgi ve umut dalgası oluşturdular.

Zaman geçtikçe, ormanda yaşayan canlılar arasındaki dostluk ve dayanışma arttı. İyiliklerin yayılması, lanetin de zayıflamasına yol açtı. Sonunda, sihirbazın kaledeki tutsaklığı sona erdi ve lanet kırıldı.

Kale kapıları açıldığında, Uruz ve diğer masal karakterleri kalenin önünde toplandı. Sihirbaz minnettarlıkla onlara baktı ve teşekkür etti. “Sizler, kendi içlerinizdeki gücü keşfettiniz ve gerçek birer kahramana dönüştünüz” dedi.

Uruz gülümseyerek cevap verdi: “Sayın Sihirbaz, aslında hepimiz içimizde birer kahraman taşıyoruz. Yeter ki bunun farkına varalım ve yardımlaşmayı seçelim.”

Böylece, Uruz ve diğer masal karakterleri ormanda birlikte yaşamaya devam ettiler. İyilik, sevgi ve dayanışma ormanı sarmaladı. Uruz’un cesaret ve kararlılığı, tüm masal dünyasına ilham kaynağı oldu.

Ve böylece, “Uruz’un Tutsak Olması” masalı uzun yıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarıldı. Çocuklar, bu hikayeyi duyduklarında içlerindeki iyilik kahramanını hayata geçirme umuduyla büyüdüler. Her biri, Uruz’un örnek aldığı gibi dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için çabalamaya devam etti.

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Hikmet Ekin Başak

    Bu güzel masal bana, içimizdeki iyiliği keşfetmenin ve dünyaya yardım etmenin önemini hatırlattı. ️

Başa dön tuşu