İç Mimar ile ilgili Masallar

Rengarenk Duvarın Sırrı Masalı

Bir zamanlar, uzak bir köyde, rengarenk çiçeklerle dolu büyülü bir bahçe bulunurmuş. Bu bahçenin etrafında yüksek duvarlar vardı ve her bir duvar farklı bir renge boyanmıştı. Bahçenin içine kimse giremezmiş, çünkü duvarların ardında büyük bir sır saklanırmış.

Köyde yaşayan bir çocuk olan Ela, bu sırrı öğrenmek istiyormuş. Bir gün cesaretini toplayarak, bahçenin etrafındaki duvarın yanına gitmiş. Önce sarı duvara dokunmuş, ancak hiçbir şey olmamış. Sonra mavi duvara dokunmuş, yine bir değişiklik olmamış. Fakat turuncu duvara dokunduğunda, birdenbire karşılaştığı manzaraya inanamamış.

Duvarın ardında, devasa bir kale duruyormuş. Bu kalede peri kızları, elfler ve sihirbazlar yaşarmış. Ela'nın gözleri şaşkınlıkla parlamış ve hemen içeri girmek için bir yol aramaya başlamış. Ancak kapının önünde bekleyen büyük ve korkutucu bir ejderha onu durdurmuş.

Ejderha, "Buradan geçemezsin," demiş. "Sadece gerçek bir cesur kalp sahibi olanlar içeriye girebilir."

Ela, arkasını dönüp gitmek istememiş ve ejderhaya bakarak, "Ben gerçek bir cesurum!" demiş. "Kaleye girmek istiyorum ve sırrını öğrenmek istiyorum."

Ejderha şaşırmış ve Ela'nın cesaretine hayran kalmış. "Peki," demiş, "ama önce sana bir görev vereceğim. Üç sihirli anahtar bulman gerekiyor. Her anahtar farklı renkte olacak: kırmızı, yeşil ve mor. Bu anahtarlarla kale kapısını açıp içeri girebilirsin."

Ela görevi kabul etmiş ve anahtarları bulmak için yola çıkmış. İlk olarak kırmızı anahtarı aramak üzere ormana gitmiş. Ormanda karşısına bir tavşan çıkmış.

"Tavşan bey," demiş Ela, "Ben kırmızı bir anahtar arıyorum. Bana yardımcı olur musun?"

Tavşan sevimli bir şekilde gülümsemiş ve Ela'ya yardım etmeyi kabul etmiş. Beraber ağaçların arasında ilerlerken, tavşan Ela'ya bir sır vermiş: "Kırmızı anahtar, en güzel gülün altında saklanıyor."

Ela hemen gül bahçesine yönelmiş. Orada onlarca güzel gül vardı, ama hangisiyle başlayacağını bilememiş. Sonunda en dallı, en kırmızı güle dokunmuş ve bir anahtar çıkarmış.

İkinci olarak yeşil anahtarı bulmak için dağlara gitmiş. Dağ yollarında yürürken, karşısına bir baykuş çıkmış.

"Baykuş hanım," demiş Ela, "Ben yeşil bir anahtar arıyorum. Bana yardımcı olur musun?"

Baykuş bilge bir şekilde başını sallamış ve Ela'ya bir sır vermiş: "Yeşil anahtar, en yüksek ağacın tepesinde saklanıyor."

Ela hemen en yüksek ağaca tırmanmış. Tepesine ulaştığında, oradan bir anahtar çıkararak sevinçle bağırmış.

Son olarak mor anahtarı bulmak için deniz kenarına gitmiş. Sahile vardığında, bir balina ona doğru yaklaşmış.

"Balina dostum," demiş Ela, "Ben mor bir anahtar arıyorum. Bana yardımcı olur musun?"

Balina kocaman gözleriyle Ela'ya bakmış ve bir sır vermiş: "Mor anahtar, denizin derinliklerindeki inci kabuğunun içinde saklanıyor."

Ela heyecanla denize dalıp, inci kabuklarını aramaya başlamış. Sonunda, parlak mor bir anahtar bulmuş ve sevincini paylaşmak için sudan fırlamış.

Artık üç anahtara sahip olan Ela, büyük kale kapısının önüne geri dönmüş. Ejderha onu bekliyormuş.

"Ela, gerçekten cesur bir kalbe sahip olduğunu kanıtladın," demiş ejderha gülerek. "Kaleye girebilirsin."

Ejderhanın sözleriyle kapı açılmış ve Ela büyülü kaleye adım atmış. İçeride, renkli ışıklarla süslenmiş odalar ve büyülü yaratıklarla dolu bir dünya ile karşılaşmış. Peri kızları dans ederken, elfler şarkı söylüyor ve sihirbazlar yıldırımlar saçıyormuş.

Kalenin en yüksek kulesine çıkan Ela, büyülü bir ayna bulmuş. Aynaya baktığında, rengarenk duvarların ardındaki sırrı görmüş. Bu bahçenin büyülü gücü, insanların hayal gücünü canlandırıp renklendiren bir enerjiymiş.

Ela anlamış ki, bahçedeki her rengin kendi büyüsü ve anlamı vardı. Sarı neşe ve mutluluk, mavi huzur ve dinginlik, turuncu cesaret ve heyecan, kırmızı sevgi ve tutku, yeşil doğa ve büyüme, mor yaratıcılık ve büyü gibi…

Bu masalsı bahçede Ela, renklerin farklı duyguları ve yetenekleri temsil ettiğini keşfetti. Artık onun da içindeki renkler uyandığında, hayatına daha fazla neşe, tutku, sevgi ve yaratıcılık katacağını anladı.

Ela, büyülü kalede geçirdiği zaman boyunca renkli dünyayı keşfedip büyülendi. Hikayesini köye döndüğünde diğer çocuklarla paylaştı ve onları da renk dolu bir maceraya davet etti.

Artık köyde herkes, bahçenin ardındaki sırrı biliyor ve renklerle dolu bir yaşam sürdürüyorlarmış. Her gün, rengarenk duvarın gücüne inanarak, hayatlarını renklendirmeye devam ediyorlarmış.

Ve böylece, Rengarenk Duvar'ın Sırrı Masalı, Ela'nın cesareti ve merakı sayesinde köylülere renkli bir dünyanın kapılarını açmıştı. Masal anlatıcıları, bu büyülü hikayeyi kuşaktan kuşağa aktarıp çocukların hayal gücünü canlandırmaya devam etti.

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Orhan Uygar Piri

    Bu masal bana hayal gücünün gücünü ve cesaretin önemini hatırlattı.

Başa dön tuşu