İç Mimar ile ilgili Masallar

İç Mimarın Büyülü Boyaları Masalı

Yıllar yılları kovaladığında, bir zamanlar iç mimar olan, yaşlı bir adamın hikayesi anlatılırdı. Adı Rüstem'di ve herkes onu büyülü boyalarıyla tanır, çünkü Rüstem'in boyaları olağanüstü bir güce sahipti.

Rüstem, gençliğinde evleri, sarayları ve kaleleri güzelleştirmek için çalışırdı. Fakat gizli bir sırrı vardı: Boyalarının her biri, bir dilek gerçekleştirme yeteneğine sahipti. Rüstem, bu özelliği keşfettiğinde şaşkına dönmüş, ardından da sevinçten havalara uçmuştu.

Bir gün, Rüstem ormanda dolaşırken, küçük bir periyle karşılaştı. Peri, siyah renkte bir tahta parçasını önünde taşıyordu. Rüstem'in merakı arttı ve periyi takip etmeye başladı. Sonunda, bir ağacın dibinde durduklarında, peri tahtayı havaya kaldırdı ve ona dokundu. O anda tahta, parlak renklere büründü ve canlanarak bir boya paletine dönüştü.

Peri, Rüstem'e şunları söyledi: "Bu büyülü palet, içindeki her rengin bir dileği gerçekleştirme gücü olduğunu saklar. Ancak sadece bir dileği gerçekleştirebilirsin ve palet üzerindeki tüm boyaları kullanarak dileğini boyamalısın."

Rüstem heyecanla paleti eline aldı ve dileklerinin ne olabileceğini düşünmeye başladı. Bir süre sonra, aklına harika bir fikir geldi. Dileğini gerçekleştirmek için boyalarını seçti ve büyülü paletin üzerinde renklerini aramaya başladı.

İlk olarak, Rüstem kırmızı boya ile bir ev çizdi. Gözleri parlayan Rüstem, duvarların içinde gizli geçitler ve büyülü oda olduğuna inandığı bir ev yaratmıştı. Sonra mavi boyayı seçti ve gökyüzünü resmetti. Bulutlar arasında uçuşan ejderhalar ve kuşlarla dolu bir gökyüzü vardı artık.

Yeşil boyayı kullanarak bir orman yarattı. Ağaçlar büyüktü ve yaprakları altın rengiydi. Ayrıca ağaçların arasında konuşabilen hayvanlar yaşıyordu. Masallarda bile görülmemiş bir yerdi bu orman.

Sarı boya ile güneşi, turuncu boya ile ateşi, mor boya ile büyücüleri ve pembe boya ile prensesleri çizdi. Her biri birer masal karakteriydi ve hepsi gerçekmiş gibi canlanmıştı.

En sonunda, Rüstem sadece siyah bir leke kalmış olan beyaz boyayı aldı. Beyaz boya büyülü paletin merkezinde duruyordu ve Rüstem'in en önemli dileğini gerçekleştirecekti. Derin bir nefes aldı ve beyaz boyayı kullanarak bir anahtar çizdi. Bu anahtar, tüm dünyadaki kapıları açabilecek bir anahtardı.

Rüstem'in dileği gerçekleşmişti. Artık evleri güzelleştirmenin yanı sıra boyalarıyla her şeyi değiştirebilirdi. İnsanlar ona "İç Mimarın Büyülü Boyaları" diye hitap ettiler. Rüstem, boyalarıyla yaptığı eşsiz eserlerle ün kazandı ve herkes onun büyülü yeteneklerine hayran oldu.

AncAncak, Rüstem'in büyülü boyalarıyla kazandığı ün ve güç onun başını döndürdü. Kendini diğer insanlardan üstün görmeye başladı ve bu onun için tehlikeli bir yolculuğun başlangıcı oldu.

Bir gün, Rüstem sarayda bir resim sergisi düzenlemeye karar verdi. Sergiye, boyalarıyla yarattığı fantastik dünyaların yanı sıra, zenginlerin takdirini kazanmak amacıyla paha biçilmez mücevherleri de dahil etti. Ancak bu eşyaları çalmak ve kendi gücünü daha da artırmak için bir plan yapmaya başladı.

Sergi günü geldiğinde, saray halkı büyülü boyalarla yaratılan eserleri hayranlıkla inceledi. Rüstem ise fırsatı kolladı ve arka planda sessizce planını uygulamaya başladı. İnsanları büyüleyen bir tabloya odaklandıkları anlarda, değerli mücevherleri çalmaya başladı.

Ama Rüstem, hırsı ve açgözlülüğü nedeniyle duygusal bir karmaşa içindeydi. Çalıştığı boyalara sadık olmadığı için boyaların büyülü gücünden yavaşça ayrılıyordu. Bu durum, Rüstem'i tedirgin etmeye başladı; çünkü dileklerini gerçekleştiremeyen boyalar ona sadece basit boya malzemeleri gibi gelmeye başlamıştı.

Rüstem, çaldığı mücevherleri kullanarak kendine yeni bir büyülü palet yapmayı düşündü. Ancak, hırsı ve açgözlülüğü onu kendi yarattığı bir tuzakla karşı karşıya getirdi. Yeni paleti tamamladığında, onu kullanarak dileğini gerçekleştirmek istedi. Ancak büyülü boyaların gücü artık yoktu ve dileği gerçekleştirilemedi.

Bu durum Rüstem'i derinden etkiledi ve pişmanlık duymaya başladı. Kibirli davrandığı için boyalarının gücünü kaybetmişti. Kendini affedemeyen Rüstem, boyalarını bir kenara bıraktı ve dünyayı daha önce hiç görmediği kadar gri ve kasvetli olarak görmeye başladı.

Bir sabah, Rüstem yalnızca renksizlikle dolu bir dünyada dolaşırken, küçük bir çocuk ona yaklaştı. Çocuk, Rüstem'in ellerindeki boyaları gördü ve ilgiyle sordu: "Bay Rüstem, bu ne?" Rüstem, içindeki pişmanlığı hissederek, çocuğa boyaların gücünü anlattı.

Çocuk, Rüstem'in hikayesini dinledikten sonra ona bir teklifte bulundu. "Bay Rüstem, belki boyaların gücünü geri kazanmanıza yardımcı olabilirim. Ancak bunun karşılığında, başkalarının hayatlarına renk katmanızı ve onlara yardım etmenizi istiyorum."

Rüstem, çocuğun teklifini kabul etti ve beraber boyaları kullanarak insanların hayatlarını daha güzel hale getirmeye başladılar. Evleri, sokakları, bahçeleri ve kalpleri renklendirdiler. Rüstem, boyalarıyla yalnızca güzellik yaratmak yerine, sevgi, dostluk ve mutluluğun izlerini bıraktı.

Yavaşça, Rüstem'in boyalarının gücü geri döndü. Ama artık onları sadece iyilik için kullanıyordu. Rüstem, kendini aff

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Gülden Demirkol

    Büyülü boyalarıyla Rüstem, insanların hayatına renk ve güzellik katarken kendi hırs ve açgözlülüğüne yenik düşmüş. Ancak sonunda pişmanlık duyarak yanlışını anlamış ve yeniden hayatı ve insanları renklendirmeye başlamış. Bu hikaye, bize kibirin ve hırstan kaynaklanan zararları hatırlatırken, affetmenin ve başkalarına yardım etmenin ötesindeki gerçek mutluluğun keşfedilmesi gerektiğini anlatıyor.

Başa dön tuşu