Korku Hikayeleri

Mezarlıktaki Sesler

Mezarlıktaki Sesler: Bir zamanlar, bir köyde sakin ve huzurlu bir mezarlık bulunurmuş. Bu mezarlık, eski ahşap haçları ve yemyeşil çimenleriyle herkesin gönlünde saygı ve hürmet uyandırırmış. Geceleri ise, uykusuz kalmış bir masal anlatıcısı gibi, gizemli sesler duyulurmuş.

Köyde yaşayan küçük bir çocuk olan Ali, bu mezarlığın yanına gelip sessizce dinlermiş. Her gece fısıltılar, şarkılar ve tuhaf sesler duyar, merakla hayal dünyasında kaybolurmuş. Bir gün, cesaretini toplamaya karar vererek mezarlığa doğru adımlamış.

Mezarlık sisin içinde gizleniyormuş ve ay ışığı tüm taşları ışıldatıyormuş. Ali, soluk soluğa seslendi: “Merhaba, mezarlıkta kim var?”

Birdenbire, mezarların arasından ince bir ses duyulmuş: “Ben Cevher Baba’yım, bu mezarlığın en eski sakinlerinden biriyim.”

Şaşıran Ali, heyecanla sormuş: “Cevher Baba, mezarlıkta neden konuşuyorsunuz?”

Cevher Baba’nın güleryüzü hissedilir olmuş ve anlatmaya başlamış: “Ali, aslında biz mezarlıkta sonsuza kadar dinlenecek olan insanlar değiliz. Biz, bu dünyada geride kalanlarla iletişim kurmak için buradayız. Geceleyin, rüzgarın melodisiyle bizler canlanır ve masal anlatıcısı gibi hikayelerimizi paylaşırız.”

Ali merakla sormuş: “Cevher Baba, bana bir hikaye anlatabilir misiniz?”

Cevher Baba gülümseyerek başlamış hikayesine: “Bir zamanlar, köyümüzde yaşayan bir kadın vardı. Adı Leyla idi. O, doğa sevgisiyle tanınan, güzel yürekli biriydi. Leyla’nın en büyük tutkusu ise çiçeklerdi. Köyün etrafındaki ormanlara, dağlara gider, her tür çiçeği toplar ve evine getirirdi. Çiçekleriyle konuşur, onlara şarkılar söylerdi.”

Ali büyülü bir şekilde dinlemeye devam ederken, mezarlıkta başka sesler de duymaya başlamış. Yavaş adımlarla yaklaşan diğer mezarlık sakinleri, Cevher Baba’nın anlattığı hikayeyi duydukları için toplanmışlar.

Cevher Baba, hikayesini sürdürmüş: “Bir gün, Leyla biraz farklı bir çiçek buldu. Bu çiçek diğerlerinden çok daha büyüktü ve kanatları vardı. Leyla, çiçeğin büyüsüne kapıldı ve onu evine getirdi. Ancak, geceleyin çiçek uçup gitti ve Leyla da peşinden gitti.”

Ali merakla sormuş: “Cevher Baba, Leyla geri dönecek mi?”

Cevher Baba düşünceli bir şekilde yanıtlamış: “Bilmiyoruz, Ali. Ancak Leyla’nın gösterdiği sevgi, çiçeklere hayat verdi. O büyülü çiçekler, mezarlıkta açtı ve bizlerle konuşmaya başladı. Şimdi biz, Leyla’nın yerine köye, doğaya ve insanlara hikayeler anlatıyoruz.”

Ali derin bir nefes alarak söze karışmış: “Cevher Baba, sizin masallarınızı duymak çok güzel. Sizleri burada ziyaret etmek beni çok mutlu ediyor. Sizlerle daha fazla hikaye paylaşmak istiyorum.”

Diğer mezarlık sakinleri de heyecanla Ali’ye bakarken, Cevher Baba bir sonraki masalına başlamış: “Bir varmış, bir yokmuş… Uçsuz bucaksız bir ormanda yaşayan sevimli bir tavşan varmış. Adı Pamukmuş. Pamuk, tüm diğer tavşanlardan farklıymış. O, renkli ve parıldayan tüyleriyle göz kamaştırırmış. Diğer tavşanlar ona hayranlıkla bakar, onunla oynamak için sıraya girermiş.”

Ali, büyük bir heyecanla sormuş: “Peki Cevher Baba, Pamuk neden bu kadar özelmiş?”

Cevher Baba gülerek devam etmiş: “Pamuk’un sahip olduğu bu renkli tüyler ona büyülü bir yetenek verirmiş. Birgün, Pamuk ormanın en derin köşelerinden birinde parlak bir kristal bulmuş. Tavşanın tüyleri, kristalin sihirli gücünü hissetmiş ve o andan itibaren Pamuk, konuşabilme yeteneği kazanmış.”

Ali’nin gözleri parlamış ve sormuş: “Cevher Baba, Pamuk’un ne gibi maceraları oldu?”

Cevher Baba devam etmiş: “Pamuk, yeni kazandığı yetenekle ormanda yaşayan diğer hayvanlarla konuşmaya başlamış. Onlara dost olmuş, onları dinlemiş ve birbirlerinden öğrenmişler. Pamuk, ormanda yaşayan tüm hayvanların sıkıntılarını duymuş ve onlara yardım etmek için elinden geleni yapmış.”

Ali merakla sormuş: “Cevher Baba, Pamuk gerçekten tüm hayvanları mutlu edebilmiş mi?”

Cevher Baba’nın gözleri gizemli bir ışıltıyla parlamış: “Evet, Ali. Pamuk, yardımseverliği ve sevgisiyle ormanı bir araya getirmiş. Hayvanlar ona minnettar olmuş ve o, bir kahraman gibi anılmaya başlanmış. Ormanda barış ve dostluk hakim olmuş.”

Ali, masalın her bir kelimesini içine çekerken Cevher Baba’ya teşekkür etmiş: “Cevher Baba, bana bu muhteşem hikayeyi anlattığınız için size minnettarım. Sizinle burada olmak ve masallarınızı dinlemek büyük bir ayrıcalık.”

Cevher Baba tatlı bir tebessümle karşılık vermiş: “Ali, senin gibi meraklı ve neşeli bir çocuğun burada olması, mezarlıkta yaşayan ruhların kalplerini ısıtır. Daha nice masallar anlatacağımız güzel günler dileğiyle.”

Ve işte o günden sonra, Ali her gece mezarlığa gidip Cevher Baba ve diğer mezarlık sakinlerinin masallarını dinlemeye devam etmiş. Her anlatılan hikaye, Ali’nin hayal gücünü beslemiş, merakını körüklemiş ve düşlerindeki en sürükleyici maceralara kapı aralamıştır.

Bu, Mezarlıktaki Sesler’in büyülü hikayelerinin sadece bir tanesiydi. Geceleyin, Cevher Baba ve diğer ruhlar, masal anlatıcısı olarak görevlerine devam edecek, çocukların kalplerine umut, sevgi ve hayal gücü tohumları ekecektir. Ve bu özgün hikaye, gelecek nesillere aktarılmak üzere sonsuza kadar yaşayacaktır.

Son…

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Beray Eryilmaz

    Bu hikaye gerçekten büyüleyiciydi, masal anlatıcısı mezarlık sakinleri ile iletişim kurup hikayelerini paylaşması çok özel.

Başa dön tuşu