6 Yaş Masalları ve Hikayeleri Oku

Can’ın Bahçesi Masalı

Can’ın Bahçesi Masalı: Bir zamanlar, uzak bir köyde Can adında sevimli bir çocuk yaşarmış. Can’ın büyük bir hayali vardı: Kendine ait bir bahçe sahibi olmak. Ancak köyleri, kurak topraklarıyla ünlüydü ve bahçecilik için uygun bir yer değildi.

Can, her gece yıldızları izlerken, “Keşke benim de güzel bir bahçem olsa” diye mırıldanırmış. Bir gece, parlayan bir yıldız birdenbire ona doğru gelmiş ve konuşmaya başlamış:

“Evet, Can. Bahçene kavuşmak için cesaretin var mı?”

Can şaşkınlıkla yıldıza bakarken, heyecanla, “Evet! Evet, tabii ki var!” demiş.

Yıldız gülerek devam etmiş: “O zaman, sana özel bir görev vereceğim. Ülkenin en güzel çiçeklerini toplaman gerekiyor. Bu çiçekler, sadece kalbin saf olduğunda açacak.”

Ertesi sabah erkenden kalkan Can, macerasına başlamak üzere yola çıkmış. İlk durağı, Çiçek Vadisi olmuş. Burası, rengarenk çiçeklerle dolu büyülü bir yerdi. Can, bu güzellik karşısında büyülenmiş ve gözlerini kamaştıran renklere bakarak kendisini kaybetmiş.

Çiçek Vadisi’nde gezinirken, Can bir ormanda saklanan mor sürüngenleri fark etti. Onlara doğru yaklaştığında sürüngenler birdenbire konuşmaya başladı:

“Merhaba, küçük dost. Biz burada uzun zamandır saklanıyoruz. Ancak senin kalbindeki dürüstlük ve sevgi sayesinde ortaya çıkmaya cesaret ettik.”

Can büyük bir şaşkınlıkla sürüngenlere bakarak, “Siz gerçekten konuşabiliyorsunuz!” demiş.

Sürüngenler gülerek devam etmiş: “Evet, dostum. Ve senin gibi masum ve içten birisinin görevini yerine getirmeni istiyoruz. Ormandaki tüm ağaçları kucaklamalısın. Onlar, seninle birlikte büyüyecek ve güzelliklerini herkese gösterecek.”

Can, hemen harekete geçmiş ve tüm ağaçlara sarılarak onlara sevgisini göstermiş. Ağaçlar da mutlu bir şekilde yapraklarını sallayarak, minik Can’ın sevgisiyle büyümeye başlamış.

Daha sonra Can, yemyeşil tepelerin ardında bulunan Göl Şelalesi’ne doğru ilerlemiş. Burası, suyun dans ettiği ve güneş ışığıyla parıldadığı büyülü bir mekandı. Can, gölün kenarına oturup bir süre hayranlıkla manzarayı seyretmiş.

Birdenbire, suyun ortasında bir peri belirmiş. Peri, Can’a gülümseyerek konuşmuş: “Merhaba, sevgili Can. Sana bahçenin son parçasını vermek için buradayım. Göle doğru atladığında, kocaman bir çiçek açacak ve sana sonsuz güzellik sunacak.”

Can, tereddüt etmeden göle atlamış. İçinden yükselen coşkuyla derin sulara dalmış ve aniden yüzeye çıktığında, büyülü kocaman bir lotus çiçeği gökyüzüne doğru yükselmiş.

Can’ın daldığı berrak su artık bir bahçeydi. Çiçekler açmış, ağaçlar büyümüş ve güllerin kokCan, büyülü bahçesindeki tüm güzelliklere hayranlıkla bakarken, ormanın derinliklerinden gelen bir ses onu sarsmış: “Can! Can! Yardım et bize!”

Heyecanla dönüp baktığında, ağlayan bir tavşan fark etti. Tavşanın yanına hızla koşan Can, ona merakla sormuş: “Ne oldu? Nasıl yardımcı olabilirim?”

Tavşan titreyerek anlatmaya başlamış: “Kötü Kalpli Cadı, ormanda yaşayan tüm hayvanları büyüledi ve onları esir aldı. Lütfen, onları kurtarmak için bana yardım et!”

Can, tavşanın söylediği bu hüzünlü habere dayanamadı ve derhal harekete geçti. Cadının mağarasına doğru yol aldı. Yolda karşısına çıkan engelleri cesaretle aşarak, sonunda Cadı’nın mağarasına ulaştı.

Mağara içinde, göz alıcı bir şekilde süslenmiş bir tahtın üzerinde Kötü Kalpli Cadı oturuyordu. Cildi solgun, gözleri karanlık ve kötülük doluydu. Gördüğü anda Can’a sert bir şekilde güldü:

“Sen de ne kadar cesursun! Ama buradan hiç kimse sağ çıkamaz. Şimdi seni de esir edeceğim!”

Can, korkuya kapılmadan ve kalbindeki sevgiyi koruyarak cesur adımlarla Cadı’ya yaklaştı. “Cadı, lütfen hayvanları serbest bırak. Onların özgürlüğüne ihtiyaçları var. Onları mutlu etmek seni de mutlu edecek.”

Cadı gülerek Can’a baktı ve düşündü: “Belki de haklısın. Hayvanlar üzerinde gücümü sadece kötülük için kullanmak zorunda değilim.”

Bu sözlerle beraber Cadı’nın yüzündeki soğuk ifade kayboldu. Cadı, büyüleri geri alarak tüm hayvanların serbest bırakılmasını sağladı.

Ormanda bir şölen gibi bir kutlama başladı. Hayvanlar Can’ın etrafını sardı ve minik kahramanı alkışladılar. Herkesin gözünde minik Can, gerçek bir kahraman olmuştu.

Can, bahçesine dönüp bu olağanüstü macerasını düşündü. Artık bahçesi daha da canlanmıştı. Çiçekler renklenmiş, ağaçlar gülümseyen meyveler vermiş ve kuşlar neşeli şarkılar söylemişti.

O günden sonra, Can’ın Bahçesi diğer insanlar tarafından da keşfedildi. İnsanlar, Can’ın bahçesine gelerek huzur buldukları bir yer haline geldi. Minik Can ise büyüdükçe bahçesini daha da geliştirmek için uğraştı. İnsanlar, onun kalbindeki sevgiyle büyüyen bu güzellikler karşısında hayranlıkla bakıyorlardı.

Can’ın Bahçesi, bir masal gibi yayıldı ve çocukların en sevdiği yer oldu. Her gece, Can yıldızları izlediğinde, minik bir teşekkür şarkısı duyardı:

“Can, Can, büyülü bahçenle neşelen.
Sevgiye açılan kapı senin elinden.”

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 2.8 / 5. Oy Sayısı: 5

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Mustafa Kemal Eryilmaz

    Hayatını renklendiren bir masal.

Başa dön tuşu