Masallar

Aç Gözlü Fare Masalı

Aç Gözlü Fare Masalı: Bir zamanlar, uzak bir köyde, ormanda yaşayan sevimli bir fare varmış. Bu fare, ismiyle ünlenen bir fare olmak istiyordu: Aç Gözlü Fare. Her gün yemeklerin ardı arkası kesilmez bir iştahla yemesiyle tanınıyordu.

Aç Gözlü Fare’nin evinin yakınında, bir çiftçinin mahsulleriyle dolu bir tarla vardı. Bu tarlada, muhteşem bir peynir ağacı yetişiyordu. Bu ağaç, büyük, sarı ve lezzetli peynir toplarıyla doluydu. Fare, her gün bu tarlanın etrafında dolaşırken gözleri peynir ağacına takılırdı.

Bir sabah, Aç Gözlü Fare, dayanamayarak peynir ağacına yaklaştı. “Ah, ne kadar da güzel kokuyor!” diye düşündü. Ancak ağacın tepesindeki peynirlere ulaşması hiç de kolay değildi. Ne yapacağını düşünürken, birdenbire karşısına bir tavşan çıktı.

Tavşan, Aç Gözlü Fare’yi görünce, ona merakla sordu: “Merhaba dostum, peyniri mi arıyorsun?”

Fare heyecanla cevap verdi: “Evet! O peynirler öyle güzel kokuyor ki, onlardan bir tane yemek istiyorum.”

Tavşan, Fare’ye bir teklifte bulundu: “Biliyor musun, peynir ağacının sırrını biliyorum. Ancak bu sırrı sana yalnızca bir koşulda anlatabilirim.”

Fare merakla sordu: “Ne koşulu?”

Tavşan gülümseyerek cevap verdi: “Tarlanın sahibi olan çiftçinin, her sabah erkenden tarlasında çalışırken, senin ona yardım etmeni istiyor.”

Aç Gözlü Fare’nin gözleri parladı. “Yardım etmek mi? Hiç düşünmeden kabul ederim! Peşinde olduğum o lezzetli peynirin bana nasıl ulaşacağını öğrenmek için her şeyi yaparım.”

Ertesi sabah, fare ve tavşan erken saatlerde tarlaya gittiler. Çiftçi, tarlasında çalışırken, Aç Gözlü Fare hemen yanına giderek yardım etmek istediğini söyledi. Çiftçi, sevimli fareyi biraz düşündükten sonra kabul etti.

Günler geçtikçe, Aç Gözlü Fare, çiftçiye yardım ederek ekmeğini kazandı. Tarlayı sürdü, tohumları ekti, suladı ve hasat zamanı geldiğinde mahsulleri topladı. Fare, tüm bunları yaparken büyük bir sabırla bekledi ve asla pes etmedi.

Sonunda, hasat tamamlandı ve çiftçi Aç Gözlü Fare’ye minnettarlıkla yaklaştı. “Teşekkür ederim, küçük dostum,” dedi. “Senin yardımın olmasaydı, bu kadar hızlı ve kolay bir şekilde mahsulleri toplayamazdım.”

Aç Gözlü Fare sevinçle gülümsedi. “Çok teşekkür ederim! Peki, şimdi peyniri nasıl elde edebilirim?”

Çiftçi, Fare’ye gülerek baktı ve cebinden bir dilim peynir çıkardı. Daha sonra tarlanın köşesine giderek, peynir ağacının tohumlarını ekti. “İşte sana bir peynir ağacı,” dedi. “Bu ağaç, sabırla büyümeli ve zamanı gelince sen de lezzetli peynFare, heyecanla ağacın yanına giderek tohumları dikkatlice yerleştirdi. Her gün ağacın büyümesini beklerken çiftçiyle birlikte çalışmaya devam etti. Tarlayı suladı, yabani otları temizledi ve fidelerin sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı oldu.

Zaman geçtikçe, peynir ağacı kök saldı ve yeşillendi. Büyük sarı meyveler oluşmaya başladı. Fare, sabırla beklemeyi öğrenmişti ve her gün ağaca bakarak gelecekteki lezzetli ödülünü hayal ediyordu.

Bir gün, ağacın üzerindeki peynirler tamamen olgunlaştı. Aç Gözlü Fare, coşkuyla ağaca tırmandı ve lezzetli peynirleri koparmaya başladı. İlk ısırıkta ağzında enfes bir tat yayıldı. O an, tüm emeklerinin karşılığını aldığını hissetti.

Ancak, bu sefer avantajı başkası gördü. Bir tilki, fareyi izleyerek peynir ağacının varlığından haberdar olmuştu. Tilki, Aç Gözlü Fare’nin keyifle yediği peynirleri görünce, hemen planlar yapmaya başladı. “Ben de o peynirlerden istiyorum!” diye düşündü.

Tilki, Fare’ye yaklaşarak dostça bir tavır sergiledi. “Merhaba, sevgili fare,” dedi. “Bu güzel peynirleri paylaşmamızı teklif etmek istiyorum. Seninle birlikte bu peynir ağacında çalışabilir ve elde ettiğimiz peyniri adil bir şekilde paylaşabiliriz.”

Fare, tilkinin teklifine şüpheyle baktı ama yine de kalbi merhametle doluydu. “Tamam,” dedi. “Ancak sen de bana yardım etmelisin. Çiftçiye yardım ettiğim gibi, sen de tarlada çalışmalısın.”

Tilki, fareye samimi bir şekilde gülümsedi ve anlaşmayı kabul etti. İkisi birlikte çiftçinin tarlasında çalışmaya başladılar. Tilki, her gün sabahları erkenden gelerek Fare’ye yardım etti. Tarlayı sürdü, suladı ve mahsulleri topladı.

Günler geçtikçe, Fare ve Tilki arasında gerçek bir dostluk oluştu. İkisi birbirine yardım ederek zorlukları aştı. Fare, artık sadece aç gözlü bir hayvan değildi; aksine, paylaşmanın önemini öğrenmiş bir masal kahramanıydı.

Sonunda, mahsul zamanı geldi ve tilkiyle fare hasadı topladı. Ardından, peynir ağacına doğru yöneldiler. Tilki, Fare’ye gülerek baktı ve “Şimdi paylaşma zamanı geldi,” dedi.

Fare, peynirleri eşit bir şekilde böldü ve tilkiyle birlikte sevinçle yediler. O an, her ikisi de dürüstlüğün ve yardımseverliğin gücünü anladılar. Artık iyi birer dost olmuşlardı ve bundan sonra hep birlikte çalışacaklardı.

Aç Gözlü Fare Masalı, çocukların kalplerine yardımseverlik, sabır ve paylaşmanın önemini kazandıran bir hikaye oldu. Bu masal, masal anlatıcısının sesinden yankılanırken, çocuklar büyülü bir dünyada kayboldular ve hayat derslerini keyifle öğrendiler. Ve böylece, Aç Gözlü Fare’nin macerası son buldu.

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu