Çilek Tarlasında Oyun Zamanı: Eğlenceli Dakikalar Masalı
Bir zamanlar, masal diyarının büyülü köşelerinden birinde, mis kokulu bir çilek tarlası bulunurmuş. Bu tarla, rengarenk çiçeklerle dolu ormanın hemen kenarında uzanırmış. Çileklerin tatlı ve lezzetli olduğu bu tarlada her gün mutlu bir şekilde yaşayan küçük melek çilekler varmış.
Melek çilekler, geceleri ay ışığı altında topraktan yavaşça sürünerek uyanır, yaprakların arasına saklanan güneşin ilk ışıkları ile birlikte canlanırlarmış. Her sabah, çilek tarlası dans eder gibi hareketlenir, minik melek çilekler birbirlerinin gözlerine gülümser ve eğlenceli oyunlar oynamaya başlarmış.
Bir gün, çilek tarlasına yeni bir kızıl tilki gelmiş. Tilki, yemeğini çalmak isteyen hırsız bir tilki değilmiş, tam tersine içten ve sevecen bir karaktere sahipmiş. Ancak diğer çilekler, tilkinin niyetinden emin olamayarak tedirgin olmuşlar. Küçük bir melek çileği olan Eliza, cesaretini toplamış ve tilkinin yanına gitmeye karar vermiş.
Eliza, tilkiye yaklaştığında ona dostça gülümsemiş ve "Merhaba! Ben Eliza. Siz de burada yeni misafirsiniz, değil mi?" demiş. Tilki şaşırmış ve memnuniyetle gülümseyerek cevap vermiş, "Evet, doğru söylüyorsun küçük melek çilek. Ben Fredo. Çilek tarlasının güzelliklerini görmeye geldim."
Eliza, Fredo'ya çilek tarlasının nasıl eğlendiğini anlatmış ve beraber oynamak için onu davet etmiş. Fredo, heyecanla kabul etmiş ve ikisi çilek tarlasında birbirinden eğlenceli oyunlar oynamaya başlamışlar.
İlk olarak, saklambaç oynamışlar. Eliza, yaprakların arasına saklanırken Fredo onu bulmaya çalışmış. İkinci oyun ise sarılmaca olmuş. Çilek tarlasında minik melek çileklerin kahkahaları yankılanmış. Sonra sıra dans etmeye gelmiş. Eliza ve Fredo, birlikte çilek tarlasında neşeli bir dans sergilemişler. Dans ederken, kocaman bir viyolonsel sesi duymuşlar.
Merak içinde notalara doğru yürümüşler ve müziğin kaynağını keşfetmişler. Ormanın derinliklerinden gelen bir tavşan çıkmış karşılarına. Tavşanın adı Fıstık'mış ve kendisi harika bir müzisyenmiş. Fıstık, Eliza ve Fredo'ya çilek tarlasında bir müzik yarışması düzenlemek istediğini söylemiş.
Eliza, Fredo ve Fıstık, hemen müzik aletlerini toplamışlar ve enerjik bir şekilde prova yapmaya başlamışlar. Yarışma günü geldiğinde, tüm melek çilekler ve diğer orman sakinleri tarlaya gelmiş. Herkes dans etmeye, şarkı söylemeye, çalmaya başlamış. Havada neşeli melodiler dolaşırken, güneş gökyüzünde büyük bir gülümsemeyle parlamış.
Sonunda, jüri üyeleri olan kelebeklerin oylarıyla birinci olan müzik grubunu seçmek için sonuçların açıklanma zamanı gelmiş. Eliza, Fredo ve Fıstık heyecanla sonucu beklemişlerken, kalpleri hızla çarpmaya başlamış. Jüri üyeleri notlarını toplarken, birbirlerine göz kırpmışlar ve umut dolu bir şekilde beklemişler.
Sonunda jüri üyeleri, sonuçları açıklamak için sahneye çıkmışlar. Büyük bir sessizlik hakim olmuş ve herkes merakla sonuçları beklemiş. Jüri başkanı kelebek, mikrofonun başına geçmiş ve herkesi tebrik etmiş.
"Bu harika müzik yarışmasında çok yetenekli performanslar izledik. Ancak birinciliği kazanan grubumuz, çilek tarlasının enerjisiyle bizi büyüleyen, Eliza, Fredo ve Fıstık'tan oluşan muhteşem ekibidir!" demiş jüri başkanı.
Eliza, Fredo ve Fıstık gözlerini inanamazlıkla açmışlar ve birbirlerine sarılmışlar. Tarlanın üzerinde minik melek çileklerinin sevinç çığlıkları yankılanmış. Herkes alkışlarla bu muhteşem takımı kutlamış.
O günden sonra, Eliza, Fredo ve Fıstık dünyayı dolaşıp insanların ve hayvanların kalplerine neşe ve müzik yaymışlar. Onların müziği dinleyen herkes, içlerindeki sevgiyi hissetmiş ve dans etmekten, şarkı söylemekten büyük keyif almış.
Çilek tarlasında oyun zamanından sonra, herkes birbirine sıkı sıkı sarılmış ve dostça vedalaşmış. Eliza, Fredo ve Fıstık ise kalplerindeki hatıraları taşıyarak maceralarına devam etmişler.
Böylece, çilek tarlasındaki eğlenceli dakikalar masalı, neşe ve dostluğun müziğiyle dolu bir yolculuk olarak sona ermiş. Melek çilekler dans ederken, tarla güzelleşirken ve ormandan kahkahalar yükselirken, insanlar ve hayvanlar da kendilerini bu büyülü dünyanın bir parçası hissetmişler.
Ve böylelikle, çocuklar ve çocuk kalan herkes, bu masalı dinlediğinde gözlerini kapatıp çilek tarlasının içine dalacak, melek çileklerin neşesiyle dans edecek ve kalplerini müziğin büyüsüne bırakacaklardı.
Bu masal, dostluk ve sevgiyle örülü bir hikaye
Bu masal, neşe ve dostluk dolu bir yolculuk
Bu masalı okurken içimde çocukluğa dair bir heyecan ve sevgi uyandı.