Fakirin Duaları: Zekat Vermek Masalı
Bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan bir fakir varmış. Adı Aliymiş ve oldukça zor koşullarda yaşamaktaymış. Günlerini açlıkla, yoksullukla ve umutsuzlukla geçiren Ali, her gün Rabbine dua edermiş.
Ali'nin kalbi temiz ve cömertmiş. Her ne kadar hiç malı mülkü olmasa da, içindeki iyilik dolu ruhunun farkındaymış. İçinden geçen düşüncelerle dualarını yaparmış. "Ey Rabbim," diye yakarmış, "Benim gibi fakir olan insanlara yardım etmek için bana bir yol göster. Beni sadaka vermeye muvaffak kıl."
Derken bir gece, Ali'nin rüyasında parlak bir ışık belirmiş. Gözleri kamaşan Ali, meleklerin geldiğini fark etmiş. Melekler ona neşeli bir şekilde seslenerek, "Ey Ali, Rabbin seni duydu. Sana verdiği hediyeyi kabul et ve bu hediyeyi paylaş. Seni zengin edecek bir hazine sana emanet edilmek üzere buradayız" demişler.
Ali neye uğradığını şaşırmış. O an, masalsı bir seremoniyle Ali'ye bir kesenin içinde altın paralar verilmiş. Kesenin üzerinde ise büyük bir not bulunuyormuş: "Bu hazineyi ihtiyaç sahipleri için kullan" yazıyormuş.
Ali, kalbindeki sevinçle hazineyi kucağına almış ve teşekkürlerini sunmuş. Artık bir zenginmiş, ancak onun asıl amacı ihtiyaç sahiplerine yardım etmekmiş. Hazineyi kullanmak için nasıl hareket edeceğini düşünmeye başlamış.
Köyün en güzel ve büyük çınar ağacının altında oturup düşüncelere dalmış. Tam o sırada, köyün çocukları Ali'nin yanına gelerek ona merakla bakmışlar. Ali, gülümseyerek çocukların ilgisini çekmiş ve masalsı bir ses tonuyla konuşmaya başlamış:
"Ey minik dostlar, size anlatacağım bir hikaye var. Bu hikaye, cömertlik, yardımlaşma ve zekat vermenin önemini anlatıyor."
Çocuklar heyecanla dinlemeye başlamışlar. Ali, hikayesine devam etmiş:
"Bir zamanlar uzak bir ülkede, yaşlı bir kadın vardı. Kadın, harabeye dönmüş bir evde yaşarmış. Açlıkla mücadele ederken, hiç ummadığı bir anda, ona bir hazine ulaşmış. Kadın, bu hazineyi gördüğünde çok sevinmiş ama bir süre sonra ne yapması gerektiğini düşünmeye başlamış."
"Kadın, hazineyi saklamak yerine ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye karar vermiş. Onun gönlünde sevgi ve cömertlik vardı. Bu nedenle altınları paylaşma kararı almış. İlk olarak, yanında çalışan fakir bir adamı ziyaret etmiş ve ona altınlar vermiş. Adam çok şaşırmış, ancak minnettarlığını dile getirmiş."
Ali, çocukların dikkatini çekmek için devam etmiş:
"Kadın, daha sonra sokaktaki dilenciye gitmiş ve altınları ona vermiş. Dilenci, o kadar şaşırmış ki gözlerine inanamamış. O gün, dilenci için yaşam tamamen değişmiş. Artık yoksulluktan kurtulmuştu."
Çocuklar, masalı büyük bir merakla dinlemeye devam etAli, çocukların ilgisini kaybetmemesi için masalını sürdürmeye devam etti:
"Kadın, altınları paylaşarak birçok ihtiyaç sahibine yardım etmiş. Ve her seferinde, kalbi sevinçle dolmuş. Bir gün, köyün en fakir ailesini ziyaret etmiş. Bu aile, açlık ve yoksulluk içinde kıvranıyormuş. Kadın, onlara altınlarını vererek hayatlarında büyük bir değişim yaratmış."
"Ne zaman altınları ihtiyaç sahipleriyle paylaşsa, kadının evi daha da aydınlanmış, kalbi huzurla dolmuş. İşte çocuklar, cömertlik ve zekat vermeyi anlatan bu hikaye size şunu öğretmek istiyor: Sahip olduğumuz nimetleri paylaştığımızda, hem başkalarının hayatlarında bir ışık oluruz, hem de kendi içsel mutluluğumuzu artırırız."
Çocuklar gözlerinden parıldayan ışığı görünce heyecanla sormaya başladılar:
"Peki Ali Amca, biz ne yapmalıyız? Biz de zekat verebilir miyiz?"
Ali, gülümseyerek cevapladı:
"Evet, sevgili çocuklar. Siz de küçük yaşta başlayarak zekat verme alışkanlığı edinebilirsiniz. Sevgi dolu kalplerinizle başkalarının ihtiyaçlarını gözlemleyin. Etrafınızdaki fakirler, yardıma muhtaç çocuklar veya yetimhaneler gibi yerlere yardım eli uzatabilirsiniz. Küçük bir adım bile, büyük bir fark yaratabilir."
Çocuklar, Ali'nin sözlerini dikkatle dinleyerek içlerinden geçirdikleri düşüncelerle ufacık paralarını biriktirmeye karar verdiler. Öğrendikleri masalın etkisiyle, topladıkları küçük zekatları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya başladılar.
Ali, köyün geleceği için umut dolu olduğunu hissederek gözlerini kapatıp dualar etti. Artık fakirlikten kurtulan bir köy, sevgi ve yardımlaşmayla daha da güçlenecek, herkesin mutlu olacağı bir yer haline gelecekti.
Ve böylece, Ali'nin hazineyle tanışmasıyla başlayan bu özel serüven, köydeki herkesin kalbinde yeni bir umut filizlenmesine sebep oldu. Çocuklar ve yetişkinler, cömertlik ve zekatın önemini öğrenerek birbirlerine destek oldular ve birlikte daha güzel bir dünya inşa ettiler.
Masal anlatıcısı Ali, çocukların yüzünde beliren gülümsemeleri görünce içtenlikle teşekkür etti. Herkes, bu masaldan aldıkları dersle yaşamlarını değiştirmeye başladı. Ve tüm köy, Ali'nin duaları sayesinde sevgi dolu bir yer haline geldi.
Sonbahar yaprakları rüzgarda dans ederken, köydeki insanlar birbirlerine yardım eli uzatmaya devam etti. Zayıflığı güçlü kılan, yoksulluğu zenginlikle dolduran cömertlik ruhu, sonsuza dek köyde yaşamaya devam etti.
Ve bu şekilde, fakirin dualarıyla başlayan ve cömertlikle büyüyen "Zekat Vermek Masalı" son buldu. Artık masal anlatıcısı Ali, çocuklarına daha birçok öğretici masal anlatacak ve onları hayallerinin sınırlarının ötesine taşı
Bu masal gerçekten kalbimi ısıttı. Cömertlik ve yardımlaşmanın önemini bir kez daha hatırlattı.
Bu masal, cömertlik ve zekatın önemini güzel bir şekilde anlatıyor. İçim ısındı. #İyilik #Zekat
Bu masal, cömertlik ve yardımlaşmanın önemini güzel bir şekilde anlatıyor.