Zekat vermek ile ilgili Masallar

Cömertliğin Ödülü: Zekat Vermek Masalı

Bir zamanlar, masallarla ünlü bir ülkede, Sevgi Vadisi adında bir köyde yaşayan iki kardeş vardı: Ali ve Ayşe. Bu kardeşler, herkesin sevgisini kazanmış samimi ve yardımsever çocuklardı.

Sevgi Vadisi'nde her yıl bahar aylarında "Zekat Günleri" düzenlenirdi. Bu özel günlerde köy halkı, mal varlıklarının belli bir miktarını ihtiyaç sahiplerine vermeyi taahhüt ederdi. Ancak bu seferki Zekat Günleri, olağanüstü bir olaya tanıklık edecekti.

Köyün masal anlatıcısı, büyük bir ilgiyle beklenen Zekat Günleri'nin geldiğini duyurdu. Bütün köy sakinleri, ellerindeki değerli eşyaları ve yiyecekleri toplayarak, Zekat Günleri için hazırlıklara başladı. Herkes büyük bir heyecanla sabırsızlıkla bekliyordu.

Ali ve Ayşe de bu önemli günleri merakla bekleyenler arasındaydı. Ancak onların zekât verme fikri daha da özeldi. Çünkü Ali, Sevgi Vadisi'ndeki en güzel elmas yüzüğünü, Ayşe ise en lezzetli bal peteğini zekât olarak vermeye karar verdiler.

Zekat Günleri'nde tüm köy halkı toplandı. Herkes değerli eşyalarını, yiyeceklerini bir araya getirerek ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere masanın üzerine koydu. Fakat Ali ve Ayşe'nin zekatları farklıydı. Onların verdiği elmas yüzüğü ve bal peteği önünde insanlar şaşkınlıkla durdu.

Masal anlatıcısı sesini duyurarak, "Cömertlikte sınır yoktur. Bu iki kardeş, sahip oldukları en değerli şeyleri paylaşmak için kendilerince bir seçim yapmıştır. Onlar, cömertliklerinin ödülünü alacaklardır" dedi.

Derken, büyük bir gürültüyle yer sarsıldı ve gökyüzünden parlak ışıklar yağmaya başladı. Gözlerine inanamayan herkes, çevreyi kaplayan bu sihirli ışıkları izlemeye koyuldu. Işıklar, Ali ve Ayşe'nin verdikleri zekâtlara doğru ilerledi ve onları sararak kayboldu.

Kardeşlerin etrafındaki parıltının ardından, birdenbire Sevgi Vadisi'nde büyük bir değişim yaşandı. Topraklar yeşillendi, ağaçlar meyve verdi, kuşlar şarkı söyledi, neredeyse her şey canlanmıştı. Köy halkı, Ali ve Ayşe'nin cömertlikleri sayesinde bir mucizeye tanıklık etti.

Ali ve Ayşe, o andan itibaren Sevgi Vadisi'nde büyük bir itibar kazandı. İnsanlar onları takdir ediyor ve örnek alıyorlardı. Kardeşler ise, verdikleri zekâtın ne kadar önemli ve güçlü bir eylem olduğunu anlamışlardı.

Yıllar geçtikçe, Ali ve Ayşe, Zekat Günleri'nin sembolü haline geldi. Her yıl, köy halkı onları anmak ve cömertliklerini hatırlamak için "Cömertlik Festivali" düzenliyordu. Bu festivalde çocuklar, Ali ve Ayşe'nin masallarını dinler, tiyatrolarını izler ve cömertlikle ilgili oyunlar oynarlardı.

Sevgi Vadisi'nde geçen yıllar boyunca, Ali ve Ayşe'nin örneği diğer çocuklara da ilham oldu. Köyde büyüyen gençler, cömertlik ve yardımseverlik değerlerini içselleştirerek, toplumlarına fayda sağlamak için ellerinden geleni yapmaya başladılar.

Bir gün, Sevgi Vadisi'ne yakın bir ormanda yaşayan bir kurt ailesi zorlu bir durumla karşılaştı. Karnı aç olan kurt yavruları, yiyecek bulmakta güçlük çekiyorlardı. Haberi duyan Ali ve Ayşe, hemen harekete geçti.

Kardeşler, yanlarında yiyecek dolu sepetlerle ormana doğru yol aldılar. Kurt ailesine yardım etmek için el ele çalıştılar. Yiyecekleri dikkatlice kurt yavrularının önüne serdiler. Yavrular sevinçle yiyeceklere saldırdı ve açlıklarını giderdiler. Kurt anne ve babası ise minnetle Ali ve Ayşe'ye bakarak teşekkür ettiler.

Bu olay tüm Sevgi Vadisi'ne yayıldı ve herkes Ali ve Ayşe'nin ne kadar cömert olduklarını bir kez daha gördü. Kardeşler, kendilerini sadece insanlara değil, tüm yaratıklara yardım etmeye adamışlardı.

Cömertlikleri ve yardımseverlikleriyle ünlenen Ali ve Ayşe, bir gün ülkenin hükümdarı tarafından duyuldu. Hükümdar, bu cömert kardeşleri saraya davet etti ve onları ödüllendirmek istedi.

Saraya giden Ali ve Ayşe, büyülü bir atmosferle karşılaştı. Hükümdar, onları kraliyet tahtının yanına çağırdı ve şöyle dedi: "Sevgi Vadisi'nin cömert çocukları, sizin cömertliğiniz ve yardımseverliğiniz dünyaya örnek olmuştur. Sizlerin ruhu, krallığın sınırlarını aşarak tüm insanları aydınlatmıştır."

Hükümdar, Ali'ye altın bir kılıç, Ayşe'ye ise pırıl pırıl bir tac takdim etti. Ardından, Sevgi Vadisi'ni ziyaret edeceğine söz verdi ve köyün her yerini dolaşarak hikayelerini dinlemek istediğini belirtti.

Ali ve Ayşe, aldıkları bu ödüllerle gururlanmadılar. Onlar, cömertliklerinin gerçek ödülünü görmüşlerdi: İnsanların yüzündeki tebessümler, minnettar bakışlar ve ihtiyaç sahiplerine uzanan yardım eli.

Bundan sonra, Ali ve Ayşe hayatları boyunca cömertliklerini sürdürdüler ve Sevgi Vadisi'nde her yıl düzenlenen "Cömertlik Festivali"ne katılmayı ihmal etmediler. Onların masalı, çocuklara ve yetişkinlere cömertlik ve yardımseverlik değerlerini hatırlattı ve bu sayede Sevgi Vadisi bir cennet gibi yaşamaya devam etti.

Ve böylece, "Cömertliğin Ödülü: Zekat Vermek Masalı" tüm ülkeye yayıldı. İnsanlar Ali ve Ayşe'nin örneğini takip ederek, cömertlikleriyle dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalıştılar. Herkes, cömertlik ve sevgi dolu bir kalbin asıl servet olduğunu anlamıştı. Ve bu masal, gelecek nesillerin de içindeki cömertlik ate

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Utku Özgürol

    Ali ve Ayşe’nin cömertliği bana gerçekten ilham verdi. Cömertlik ve yardımseverlik değerlerini gözlemledim ve gerçek bir zenginliğin bununla elde edildiğini anladım. #CömertlikÖrneği

Başa dön tuşu