Bir zamanlar, uzak bir köyde küçük ve meraklı bir yusufçuk yaşarmış. Adı Çınarcık'mış. Yusufçuklar arasında en sevimli ve cesur olanıymış. Çınarcık, gökyüzünde uçmanın büyüsünü her gün keşfetmeye devam ediyormuş.
Bir sabah, güneş doğarken Çınarcık, mavi renkte bir ışık huzmesi fark etmiş. Gözlerini kısarak bakmaya başlamış ve büyük bir heyecanla gördüklerine inanamamış. Etrafını saran yeşilliklerin arasından yükselen bir duman sütunu olduğunu görmüş. O an içinde bir his belirmiş, bu onun hayatının macerası olacakmış.
Çınarcık, bu gizemli duman sütununu takip etmeye karar vermiş. Kanatlarındaki tüyler heyecandan titriyormuş. Uçuşuyla dumanın üzerine gitmiş ve birdenbire kendini büyülü bir dünyada bulmuş. Bu dünya tamamen maviymiş; gökyüzünden denizlere, tepelerden çiçeklere kadar her şey mavi renge bürünmüştü. İçindeki merak daha da artmış.
Yusufçuklar bu dünyayı "Mavi Dünya" olarak adlandırmışlar. Çınarcık, Mavi Dünya'yı keşfetmeye başlamış. Ormanda dolaşırken, karşısına sevimli bir tavşan çıkmış. Tavşanın adı Pamuk'muş ve o da bu büyülü dünyada yaşarmış.
Pamuk, Çınarcık'a Mavi Dünya'nın sırrını anlatmış. "Buradaki her şeyin rengi mavi çünkü bu dünyayı koruyan büyülü bir kristal var" demiş. "Bu kristalin üzerine titrersen hayallerinin gerçekleştiğini görebilirsin." Çınarcık, heyecanla öğrendiklerini kendi düşünceleriyle harmanlamış.
Çınarcık, Mavi Dünya'yı keşfederken dostlar edinmeye de devam etmiş. Bir gün uçarken, ormanda yalnızca yaşayan bir tilki görmüş. Tilkinin adı Zıpzıp'mış ve o da Mavi Dünya'da kendisine özgü maceralar yaşayan bir kahramanmış.
Zıpzıp, Çınarcık'a "Büyülü kristali korumak için senin cesaretine ihtiyacımız var. Kötü kalpli kurtlara karşı savaşmalısın" demiş. Çınarcık, her zaman büyük bir cesaretle dolu olduğunu hissetmiş ve kurtlara meydan okumaya hazır olduğunu söylemiş.
Macera başlamış! Çınarcık ve Zıpzıp, kurtların gizli sığınağına doğru yola çıkmışlar. Yol boyunca karşılarına pek çok engel çıkmış. Ama mavi dünyanın gücünü içlerinde hissettikçe cesaretleri artmış.
Nihayet sığınaklarının önüne gelmişler. Kurtlar onları bekliyormuş ve hırslı gözlerle saldırmaya hazırlanıyorlarmış. Ancak Çınarcık ve Zıpzıp, mavi dünyanın gücünü kullanarak kurtlara meydan okumuşlar.
Bu epik mücadelede, Yusufçuk Çınarcık ve tilki Zıpzıp, kötü kalpli kurtları mağlup etmişler. Mavi dünya bir kez daha güvendeymiş ve herkes mutluymuş. Çınarcık, bu deneydeneyimle dolu maceradan sonra geri dönüp Mavi Dünya'nın güzelliklerini keşfetmeye devam etmiş. Artık onun için bu dünya bir ev gibiymiş, her köşesinde yeni sürprizler saklıymış.
Bir gün Çınarcık, Mavi Dünya'nın en yüksek tepelerine çıkmaya karar vermiş. Kanatlarından yayılan maviliklere doğru yükselmiş ve tepede bulunan bir gölün yanına varmış. Gölette yansıyan görüntüsünü izlerken birden kendini bir peri kraliçesi tarafından selamlanan büyülü bir ormanda bulmuş.
Peri kraliçesi, adının Zafira olduğunu söylemiş ve Çınarcık'a özel bir görev teklif etmiş. "Sevgili Çınarcık, Mavi Dünya'nın koruması senin ellerinde. Ancak bu dünyayı sadece sen değil, insanlar da görmeli. Onları buraya getirecek bir yol bulmalısın" demiş.
Çınarcık heyecanla kabul etmiş ve Zafira'nın rehberliğinde insanların dünyasına geri dönmüş. İnsanların yaşadığı yerlere giderek güzel ve masalsı hikayeler anlatmış. İnsanlar, Çınarcık'ın anlattığı Mavi Dünya'yı merak etmiş ve onun eşsiz güzelliklerine hayran kalmış.
Bir süre sonra, insanlarla dolu bir otobüs Mavi Dünya'ya doğru hareket etmiş. Çınarcık, insanlara rehberlik etmiş ve onlara bu büyülü dünyanın sırlarını göstermiş. İnsanlar, Mavi Dünya'da kaynak suyundan içmiş, mavi renkteki çiçekleri koklamış ve ormanda yaşayan canlıları sevmiş. Herkes, Mavi Dünya'nın büyülü gücünü hissetmiş.
Çınarcık'ın yaptığı bu büyük başarı, tüm masal diyarına yayılmış. Diğer yusufçuklar ve diğer masal karakterleri de kendi dünyalarını insanlara açmaya karar vermişler. Artık insanlar, masalların içinde gezinip, büyülü dünyaları keşfedebilmiş.
Yusufçuk Çınarcık, Mavi Dünya'yı korumak ve insanların masallarla buluşmasını sağlamak için sonsuz bir görev üstlenmiş. Her gün yeni maceralara atılarak, masalları insanların hayatına taşımayı sürdürmüş. Ve böylece, Çınarcık'ın cesareti ve merakıyla başlayan bu masalsı yolculuk hiç bitmemiş.
Sonra masalcının sesi yavaşça solgunlaşırken, çocukların gözleri ışıldamış ve içleri umutla dolmuş. Bu masal, içlerindeki keşfetme arzusunu beslemiş ve masalların büyülü dünyasına açılan bir kapı olmuş. Çocuklar, Yusufçuk Çınarcık'ın cesaretini ve kararlılığını örnek alarak kendi hayallerine uçmuşlar ve masallarla dolu bir dünyada sonsuz maceralara yelken açmışlardır. Ve böylece, "Yusufçuk ve Mavi Dünya Masalı" son bulmuştur.
Masalcının sesi hafifçe solgunlaşırken çocuklar gözleri ışıldamış ve içlerinde umut belirmişti. Bu masal, keşfetme isteklerini geliştirmiş ve masalların büyülü dünyasına açılan bir kapı olmuştu. Çocuklar, Yusuf
Yusufçuk ve Mavi Dünya Masalı, masal dünyasına açılan büyülü bir kapıydı.