Su Samuru’nun Masal Diyarı Masalı
Bir zamanlar, derin ormanların hemen yanında, yeşil çimenlerle kaplı bir vadi vardı. Bu vadinin ortasında büyülü bir göl bulunuyordu ve bu gölde yaşayan sevimli bir Su Samuru varmış. Adı Sualp'mış.
Sualp, Masal Diyarı olarak adlandırılan bu yerde yaşamakta çok mutluymuş. Gölün berrak sularında yüzerek, balıklarla oynayarak günlerini geçirirdi. Sualp'ın en büyük tutkusu, masalları dinlemekmiş. Masal Diyarı, tüm masalların doğduğu ve gerçekleştiği bir yerdi. Burada peri kızları, cüceler, ejderhalar ve sihirli yaratıklar yaşarlarmış.
Bir gün, Sualp, Masal Diyarı'nın derinliklerinde keşif yapmaya karar vermiş. Uzun bir yolculuğa çıkmış ve gölün etrafında dolaşırken, ansızın gizemli bir mağara keşfetmiş. Mağaranın içine girip ilerlediğinde, duvarlarda muhteşem resimlerin olduğunu görmüş. Her bir resimde farklı bir masal anlatılıyormuş. Sualp, masallara olan sevgisiyle heyecanlanmış ve hemen okumaya başlamış.
İlk resimde, cesur bir prensesin kötü bir büyücü tarafından lanetlendiği anlatılıyordu. Prenses, masalsı bir ormanda dolaşırken, sihirli bir güvercinle tanışmış. Güvercin, prensese yardım etmek için ona bir tüy vermiş. Bu tüy, prensesin dileğini gerçekleştirecekmiş.
İkinci resimde, küçük bir kızın büyük bir kurbağayla dost olduğu anlatılıyordu. Kurbağa, aslında bir prense dönüşebilmek için kızın yardımına ihtiyaç duyuyormuş. Kız, kurbağaya olan sadakati ve sevgisi sayesinde onu prense dönüştürmüş.
Ve böylece Sualp, resimlerin bulunduğu her odada yeni bir masal keşfetmiş. Her masalda farklı karakterler ve olaylar vardı, ancak hepsi birbirinden heyecanlıydı. Sualp, Masal Diyarı'ndaki bu maceraları yaşamaktan büyük mutluluk duyuyordu.
Bir gün, Sualp son resme gelmiş. Resimde, kayıp bir hazineyi bulmak için cesur bir kahramanın yolculuğu anlatılıyormuş. Kahraman, zorlu engelleri aşarak hazineye ulaşmış ve krallığını kurtarmış. Ancak resmin altında hiçbir metin yoktu. Sualp, bu hikayenin sonunu merak etse de, ne olacağını bilemiyordu.
Masal Diyarı'ndan ayrıldığında, Sualp hala o son masalın peşindeydi. Kendi masalını tamamlamak için uğraşıyordu. Bu süre zarfında dostlarına ve Masal Diyarı'nın diğer sakinlerine bu masalın sonunu sormuş, ancak hiç kimse bilmiyordu.
Bir gün, Sualp yine derin ormanda dolaşırken, bir peri kızıyla karşılaşmış. Peri kızı, ona yardım etmek istemiş ve masalın sonunu tamamlamasına yardımcı olmuş. Sonunda Sualp, kayıp hazineyi bulan kahramanın mutlu bir şekilde krallığına dönüp halkının sevgisini kazandığını öğrenmiş.
Sualp, peri kızına minnettarlıkla teşekkür etmiş ve Masal Diyarı'na geri dönmüş. Artık kendi masalını tamamlama zamanı gelmişti.
Sualp, hikayesinin sonunu düşünmeye başlamış. Kahramanın krallığına döndüğüne ve halkının sevgisini kazandığına karar vermiş. Ancak Sualp, biraz daha sürprizli bir son istiyordu.
Bir gece, gölün kenarında oturup yıldızlara bakarken, bir fikir birden aklına gelmiş. Hazineyi bulan kahramanın, gerçek mutluluğun krallığın dışında olduğunu keşfettiğini düşündü. Kahraman, hazineyle birlikte krallığı terk edip doğaya dönmüş ve ormanda yaşayan insanlarla yeni bir hayat kurmuştu. Onları nasıl koruyacağına ve yaşamın sade güzelliklerini nasıl paylaşacağına dair bir plan yapmıştı.
Sualp, bu sona karar verdiğinde içi coşkuyla dolmuştu. Artık hikayesini tamamlamıştı. Masal Diyarı'nın tüm sakinlerine toplanma çağrısı yapmış. Ormanda büyük bir şölen düzenlenmiş ve herkes Sualp'ın hikayesini sabırsızlıkla bekliyordu.
Sualp, kalabalığın önüne geçti ve masalını anlatmaya başladı. Herkesin gözleri ona odaklanmıştı, çocuklar heyecanla dinliyordu.
"Kahramanımız, hazineyi bulduğunda gerçek mutluluğun aslında krallığın dışında olduğunu fark etti," dedi Sualp gizemli bir şekilde. "O, krallığı terk etti ve ormanda yaşayan insanlarla yeni bir hayat kurdu."
Kalabalık şaşkınlıkla birbirine baktı. Bu son hiç beklenmedikti, ama herkesi büyülemişti.
Sualp devam etti: "Kahramanımız, doğada barış içinde yaşadı. Ormandaki hayvanlarla dost oldu, bitkilerle konuştu ve güzelliklerini paylaştı. Artık hazine değil, sevgi ve doğanın korunması onun için en değerli şeydi."
Bu sürpriz dolu son, kalabalığı büyülemişti. Çocukların gözlerinde merak ve hayranlık parlıyordu. Sualp, masalına son noktayı koyduğunda, herkes ayakta alkışladı.
Masal Diyarı'nın sakinleri, Sualp'a minnettarlıkla teşekkür etti. Onun masalı, Masal Diyarı'na yeni bir soluk getirmişti. Odadan odaya, köyden köye, Sualp'ın masalı dilden dile dolaştı. Herkes, Sualp'ın yaratıcı ve sürükleyici hikayesine hayran oldu.
Sualp, bu deneyimle sadece başkalarını eğlendirmekle kalmamış, aynı zamanda kendi içindeki yaratıcı gücü de keşfetmişti. Artık Masal Diyarı'nın en iyi masalcısı olarak anılıyordu.
Ve böylece, Sualp'ın Masal Diyarı'nda bıraktığı iz, sonsuza kadar sürecek bir masalın başlangıcı oldu. Çocuklar ve tüm Masal Diyarı sakinleri, her zaman yeni maceraların peşinde koşacak, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için cesaret bulacak ve içlerindeki masal anlatıcısını keşfedeceklerdi.
Harika bir masal Sualp çok hayalperest bir karakter, onun hikayelerini dinlemek harika olurdu.
Sualp, gerçek bir masal kahramanıydı.
Sualp’ın masalını okumak çok keyifliydi, içindeki yaratıcılığı ve hayal gücü beni etkiledi.