Pilavcı ile ilgili Masallar

Pilavcı’nın Renkli Pazar Macerası Masalı

Pilavcı'nın Renkli Pazar Macerası Masalı

Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan sevimli bir pilavcı varmış. Adı Ali Baba olan bu pilavcı, her gün sabahın erken saatlerinde lezzetli pilavını pişirip, köy meydanında pazarda satarmış. Ali Baba'nın pilavları o kadar lezzetliymiş ki, köylüler sabahın ilk ışıklarıyla birlikte pilavının kokusuyla uyanır, heyecanla pazara akın ederlermiş.

Ali Baba'nın pilav arabası, rengarenk bir at tarafından çekilirmiş. Bu at, adı Gözlüklü Mahmud olan bir tür sihirli atmış. Gözlüklü Mahmud'un gözlükleri üzerinde büyülü güçleri vardı. Onun gözlükleri sayesinde ne zaman bir sorunla karşılaşsa, tüm renklerle konuşabilirdi. Kırmızı, mavi, sarı, yeşil… Tüm renklerle arkadaşlık eder ve onlardan yardım alırdı.

Bir sabah, Ali Baba pilav arabasını hazırlamak için erkenden kalktığında, gözlüklerini kaybettiğini fark etti. Gözlüklü Mahmud, bu durumu anlayacak ve renklere danışabilecek tek kişiydi. Ali Baba endişeli bir şekilde pilav arabasına bindi ve köye doğru yol aldı.

Pazarda pilav arabasını kurduğunda, herkesin sevinçle gelip pilav almak için sıraya girdiğini gördü. Ancak Ali Baba, pilavlarını güzelce renklendiremeden pişirmenin eksikliğini hissediyordu. O an bir fikir geldi aklına. Belki de renkler ona yardım edebilirdi!

Ali Baba, Gözlüklü Mahmud'un ensesinden aşağı kayan bir kelebek şeklindeki kolyeyi fark etti. Heyecanla kolyeyi alarak, "Gözlüklü Mahmud, dostum, bana rengarenk dünyaya yol göster!" diye haykırdı.

Aniden, Gözlüklü Mahmud'un sırtında büyülü bir ışık parladı ve pilav arabası uçuşmaya başladı. Ali Baba, bu mucizevi anın keyfini çıkarırken, Gözlüklü Mahmud gözlükleri üzerindeki büyülü güçleriyle renklerle konuşmaya başladı.

İlk olarak, kırmızıya dönüşen pilavdan bir tutam aldı ve dedi ki: "Kırmızı, bana sevginin rengini göster!" Birden bire, köylülerin yüzlerindeki sevgi ve mutluluğun kırmızı bir ışıkla parladığını gördü. Ali Baba, pilavın içerisine sevgi dolu düşüncelerini kattı.

Sonra, maviyi seçti ve mavinin sırrını sordu: "Mavi, bana sakinliğin rengini göster!" Bu sefer, köylülerin iç huzurunu yansıtan mavi bir ışıkla karşılaştı. Ali Baba, pilavın içine huzur dolu fikirler serpiştirdi.

Sarıyı seçen Ali Baba, sarının anlamını öğrenmek için sordu: "Sarı, bana neşenin rengini göster!" Köylülerin yüzleri, sarının enerjisiyle aydınlandı. Ali Baba, pilavına neşeyle dolu düşünceler ekledi.

En sonunda yeşile geçiş yaptı ve yeşilin sırrını keşfetmek istedi: "Yeşil, bana doğanın rengini göster!" Ali Baba'nın etrafında bitki ve çiAli Baba'nın etrafında bitki ve çiçekler hızla büyümeye başladı. Gözlüklü Mahmud'un sırtında uçan pilav arabası, bir yeşil ormana dönüşmüştü. Bu muhteşem manzara karşısında Ali Baba büyülendi ve doğanın gücünü hissetti.

Pazar yerine yaklaştıklarında, renklerin sihirli dokunuşuyla köy meydanı daha da coşkuyla canlandı. Herkes gözlerine inanamıyordu. Pilav arabasının içindeki pilavlar, kırmızı, mavi, sarı ve yeşil ışıklarla parıldıyordu.

Köylüler sırayla pilav alırken, her renk kendine özgü bir duygu uyandırıyordu. Kırmızı renkli pilav yiyenlerin yüzünde sevgi ve neşe beliriyordu. Mavi renkte olanların ruhları dinginleşiyor ve huzur içinde tabaklarını boşaltıyorlardı. Sarı renkle buluşan pilavı alanlar ise gülümsemeleriyle ortama enerji katıyorlardı. Yeşil pilav yiyenlerin ise içleri doğayla birleşiyor, sevgiyle büyüyen bitkiler gibi umut doluyorlardı.

Köy meydanında duyulan kahkahalar, şarkılar ve neşeli sohbetler, renklerin büyülü dansıyla birleşerek tüm köye yayılıyordu. Ali Baba'nın pilavları, sadece lezzet açısından değil, aynı zamanda ruhları besleyen birer sihirli yemek haline gelmişti.

Ali Baba ve Gözlüklü Mahmud, pazarda geçirdikleri renkli maceradan büyük bir mutlulukla ayrıldılar. Köylüler onlara minnettarlıkla el sallarken, pilav arabası hafif bir rüzgar eşliğinde geri dönüş yoluna koyuldu.

Ali Baba, kendisine verilen bu büyülü deneyimin ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Artık sadece pilav pişirip satan bir esnaf değildi, renklerin gücünü ve insanların kalplerinde uyandırdığı duyguları taşıyan bir masal kahramanı olmuştu.

Köy meydanına vardıklarında, pilav arabasını yerine park eden Ali Baba, Gözlüklü Mahmud'a bir kez daha teşekkür etti. Sihirli at, gözlüklerini çıkardı ve Ali Baba'ya verdi. Elindeki büyülü gözlükleri özenle takan Ali Baba, artık renkleri kendi gözleriyle görebilecekti.

O günden sonra, Ali Baba her sabah pilavlarını renklendirirken, renklerle konuşmak için gözlüklerini kullanırdı. Köy meydanı, her hafta bir masal gibi renklere bürünür ve insanlar renkli pilavları yemek için sabırsızlanırdı.

Pilavcı Ali Baba'nın renkli pazar macerası tüm köye yayıldı. Çocuklar büyülenmiş gözlerle masala kulak verirken, yetişkinler de içlerindeki çocuğu keşfettiler. Herkes, renklerin sihirli dünyasında kaybolmaya başladı ve hayatlarına neşe, sevgi, huzur ve umut katıldı.

Ve bu şekilde, Pilavcı Ali Baba'nın Renkli Pazar Macerası Masalı, dilden dile aktarılan bir hikaye haline geldi. Renklerin dilinden konuşan pilav arabası, kalplerdeki renkleri uyandırarak insanların

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Cem Yaşar Çelikten

    Masal, renklerin gücünü ve kalplerde uyandırdığı duyguları anlatan etkileyici bir hikaye.

Başa dön tuşu