Bir zamanlar, ünlü bir masal anlatıcısı olan Dedekuş, pırıl pırıl bir yaz gününde köyün çocuklarına güzel bir hikaye anlatmaya başladı. Çocukların etrafını saran büyülü bir atmosferle konuya giriş yaptı:
"Efsaneler diyarında, büyülü bir ormanın derinliklerinde, güzel bir peri krallığı varmış. Bu krallıkta yaşayan perilerin her biri, sihirli güçlere sahipmiş. Yeşil yapraklı ağaçların gövdeleriyle süslü olan bu ormanda, perilerin en değerli hazinesi, 'Peri Kuyusu' adındaki büyülü bir su kaynağıymış."
Dedekuş, minik dinleyicilerinin dikkatini çekmek için bir an durdu ve ardından heyecan verici maceraya başladı:
"Bir gün, Peri Kraliçesi'nin oğlu, Küçük Prens, kendi sihir güçlerini keşfetmek için ormanda dolaşmaya karar verdi. Küçük Prens, Peri Kuyusu'nun büyülü sularının kendisine yeni yetenekler kazandıracağını duymuştu. Cesaretini toplayarak bu büyük maceraya adım attı."
Ormanda ilerleyen Küçük Prens, kalbindeki merakla Peri Kuyusu'na doğru yol aldı. Yolculuğunun sonunda büyülü bir kuyuyla karşılaştı. Kuyunun başında, muhteşem bir peri belirdi. O, Peri Kuyusu'nun koruyucusu olan Büyülü Peri'ydi.
Büyülü Peri, Küçük Prens'e, sihirli suların gücünü kullanabilmesi için ona bir görev verdi. "Küçük Prens, senin kalbindeki dürüstlük ve cesaretinle seçildin. Şimdi, peri dünyasının kaderini değiştirebilecek olan 'Kristal Yumurtayı' bulmalısın. Bu değerli yumurta, büyük bir güce sahip olmakla birlikte, kötü kalpli Cadı Melino'nun elindedir."
Küçük Prens'in gözleri parladı ve hemen yola koyuldu. Önce zorlu dağlarla karşılaştı, ardından engellerle dolu bir ormanda ilerledi. Her adımda, çocukların nefeslerini kesen maceralar yaşadı. Kayaların üzerinden atlayarak, derin uçurumları aşarak, sonunda Cadı Melino'nun şatosuna ulaştı.
Şato kapısını açan Küçük Prens, içeri girdiğinde karşısına devasa bir ejderha çıktı. Ejderha ona zarar vermeden önce, Küçük Prens, kalpteki saf niyetiyle ona yaklaştı. Ejderha, Küçük Prens'in masumiyetini hissederek ona yardım etmeye karar verdi ve Kristal Yumurta'nın yerini gösterdi.
Küçük Prens, Cadı Melino'nun gizli laboratuvarına girerek Kristal Yumurta'yı buldu. Ancak, Cadı Melino onu fark edip yakalamak üzereyken, Küçük Prens hızla kaçmaya başladı. Şatosundan çıktığında, büyük bir heyecan ve merakla Peri Kuyusu'na geri döndü.
Peri Kuyusu'na ulaşan Küçük Prens, Büyülü Peri'ye Kristal Yumurta'yı teslim etti. Büyülü Peri, Küçük Prens'i kucakladı ve ona minnettarlığını dile getirdi. "Sen cesaretinle ve kalbindeki saflıkla peri dünyasının umudu oldun.Dedekuş, çocukların gözlerindeki merak ışıltısını gördü ve hikayeye devam etti:
"Peri Kuyusu'nun sihirli suları ile Kristal Yumurta birleştiğinde, mucizeler gerçekleşir. Büyülü bir ışıkla orman aydınlanır, çiçekler daha renkli açar ve hayvanlar mutlu olur. Küçük Prens, Kristal Yumurta'nın gücünü hissederek peri dünyasında büyük bir kahraman olarak anılmaya başladı."
Dedekuş, masalın sonuna yaklaşıyordu. Çocuklar sabırsızlıkla nasıl biteceğini merak ederken o, son cümleleri söyledi:
"Ve o günden sonra, her yıl Peri Kuyusu'na gelip sihirli suları içen çocuklar, kalplerindeki iyilikle donanarak dünyayı daha güzel bir yer haline getirdi. Peri Kuyusu, cesaretin, dürüstlüğün ve sevginin simgesi oldu. Eğer siz de bir gün bu sihirli kuyuya ulaşırsanız, unutmayın ki gerçek güç her zaman içimizdedir."
Masalın sonu geldiğinde, çocuklar coşkuyla alkışladılar ve Dedekuş'a teşekkür ettiler. Onların yüzlerindeki mutluluk, masalın ardında bıraktığı izleri gösteriyordu. Dedekuş, çocukların kalplerine dokunmanın ve hayal güçlerini canlandırmanın tadını çıkararak, masal anlatıcılığında ustalaşmış olduğunu hissetti.
Ve böylece, Peri Kuyusu Macerası Masalı, Dedekuş'un büyülü anlatımıyla çocukların kalplerinde iz bırakacak bir masal olarak tarihe geçti. Her gece yıldızlar parladığında, bu masalın kahramanları yeniden canlanır ve çocukların düşleriyle buluşurdu.
Masalın sonu gerçekten muhteşemdi, çocukların yüzündeki mutluluğu görmek çok güzeldi.