Bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan küçük bir çocuk varmış. Adı Ali'ymiş ve hayvanları çok seven bir çocukmuş. Özellikle kuşlarla arası hep iyi olurmuş. Her sabah erken saatlerde uyanır, bahçedeki ağacın altında kuşların şarkılarına kulak kabartarmış.
Bir gün, Ali'nin merakı daha da büyümüş. Köyün hemen dışındaki ormanda, gizemli bir mısır tarlasının olduğunu duymuş. Tarlanın içindeki maceraları anlatan hiç kimse yokmuş, bu yüzden Ali, kendi başına keşfetmek istemiş.
Ertesi sabah, güneş henüz doğmadan uyandı ve yola koyuldu. Ormana girdiğinde bir masal dünyasına adım atmışçasına hissetti. Ağaçların yaprakları rüzgarda dans ediyor, kuşlar melodik bir şekilde ötüyordu. Ali, heyecanla mısır tarlasına ilerledi.
Mısır tarlası, gizemli bir yerdi. Yüksek mısırlar arasında kaybolabileceğini biliyordu, ama bunu göze almıştı. Adımlarını dikkatlice atarak ilerlemeye başladı. Bir süre sonra, garip bir ses duydu. Küçük bir kuş, ona doğru hızla yaklaşıyordu. Küçük kuş, Ali'nin eline kondu ve ona bir yol göstermeye başladı.
Ali, kuşun rehberliğinde ilerlemeye devam etti. Yol boyunca, büyülü yaratıklarla karşılaştı. Renkli kelebekler uçuşuyor, cıvıl cıvıl arılar çiçeklerde nektar topluyordu. Mısır tarlasının ortasına ulaştığında, şaşırtıcı bir manzara ile karşılaştı.
Ortada devasa bir ağaç vardı. Ağacın dallarından altın elma sarkıyordu. Ali, bu büyülü ağacın altında oturdu ve kuşlarla sohbet etmeye başladı. Kuşlar, ona mısır tarlasının sırrını anlattılar.
Mısır tarlası aslında sihirli bir geçitmiş. Onu bulan ve doğru zamanda içinden geçen herkes, dilekleri gerçek olacakmış. Fakat geçit, sadece dürüst ve iyi niyetli kalplere açılırmış. Ali, bu bilgiyi duyunca içindeki sevgi ve iyilik dolu kalbiyle, bir dileği gerçekleştirme fırsatını elde ettiğini hissetti.
Uzun düşündükten sonra, Ali'nin dileği netleşti. İnsanların daha fazla hayvanları sevmeleri ve korumaları için dua edecekti. Ali, dileğini yürekten diledi ve sihirli geçitten geri döndü.
Köydeki insanlar, Ali'nin içindeki değişimi fark etti. Artık daha fazla hayvan seviyor, doğayı korumak için çabalar sarf ediyordu. Herkes onun iyilik dolu kalbine saygı duydu ve örnek aldı.
Bir gün, köyün hemen dışındaki ormanda bir mısır tarlası belirmiş. Bu mısır tarlası da sihirli bir geçide sahipmiş. İnsanlar, Ali'nin örneğini takip ederek tarlaya gidiyor ve dileklerini gerçekleştiriyormuş. Böylece köydeki herkes mutlu oluyor, hayvanlarla dostça yaşayan bir toplum oluşuyormuş.
Ali, hayallerini gerçekleştirmenin ne kadar güzelve önemli olduğunu görmüştü. İnsanların kalplerine sevgi tohumları ekmek, doğayı ve hayvanları korumak için çaba harcamak, onların da mutluluğuna katkıda bulunmak, gerçek bir başarıydı.
Ali'nin örnek davranışları tüm ülkeye yayıldı. Diğer köylerdeki çocuklar da onun gibi hayvanları sevme ve doğayı koruma konusunda ilham aldılar. Herkes, mısır tarlasının sihirli geçidine ulaşmanın yolunu aramaya başladı.
Bu durumu duyan Kraliyet Masal Anlatıcısı, Ali'nin hikayesini duyup etkilendi. Kendisi de bir masal anlatıcısı olarak, Ali'nin macerasını genç nesillere aktarmak istedi. Köy köy dolaşıp halka bu sürükleyici hikayeyi anlattı.
Herkes, Ali'nin cesaretine, sevgi dolu kalbine ve doğayı koruma konusundaki çabalarına hayran oldu. Gençler, onun adıyla büyülenmişti ve gelecek nesiller hikayesini aktarma görevini üstlendiler.
Bu güzel masalın sonunda, insanlar doğayla uyum içinde yaşarken, hayvanlarla dostça ilişkiler kuruyor ve dünyada barış ve sevgi hakim oluyordu. Mısır tarlasının sihirli geçidi, dilekleri gerçekleştirmenin yanı sıra insanların kalplerini de dönüştürmüştü.
Ve işte, Mutlu Son: Mısır Tarlasındaki Macera Masalı böylece sona erdi. Ali'nin sevgi dolu kalbi, insanlara ve hayvanlara umut veren bir ışık oldu. Herkes, bu masaldan aldığı ilhamla kendi hayatlarında iyilik ve sevgi yaymaya devam etti.
Masal anlatıcısı gülümseyerek kitabını kapatırken, genç dinleyiciler gözlerindeki ışıltıyla masaldan etkilenmişlerdir. Onlar da büyüdüklerinde mısır tarlasının sihirli geçidini bulup dileklerini gerçekleştirmek için yola çıkacaklardır.
Ve bu şekilde, Mutlu Son: Mısır Tarlasındaki Macera Masalı her nesilden çocukların kalplerine sevgi, doğa sevgisi ve hayvan sevgisi tohumları ekerken, dünyada nice güzelliklerin filizlenmesine vesile olmuştur.
Bu masal, sevgi dolu bir kalbin ne kadar güçlü olabileceğini anlatıyor.