Masallar Ülkesinin Prensesi

Masallar Ülkesinin Prensesi: Masallar Ülkesinin dillere destan bir prensesi vardı. Kral ve kraliçenin tek çocuğu olan bu prenses, adıyla bile masal gibi gelen Gülperi’ydi. Onun güzelliği, zekası ve kalbi, tüm ülkeyi kendisine hayran bırakıyordu.

Ancak, Masallar Ülkesi’nin kötü kalpli bir büyücüsü vardı. Adı Kötürüm Aziz’di. Kendisi karanlık sihirlerle uğraşır, insanların mutluluğunu çalmaktan keyif alırdı. Bir gün gözlerini Gülperi’ye dikti ve onunla ilgili bir plan kurdu.

Kötürüm Aziz, Gülperi’yi hedef alarak engin bir ormanda yaşayan “Uykudaki Ejderha”nın gücünden faydalanmaya karar verdi. Bu ejderhanın nefesiyle uyandırdığı herkes sonsuz bir uykuya dalar ve uykudan ancak özgün bir aşkın öpücüğüyle uyandırılabilirdi. Aziz’in niyeti, Gülperi’yi bu uykuya mahkum etmek ve Masallar Ülkesi’ndeki herkesin umutsuzluğa boğulmasını sağlamaktı.

Bir gece, Gülperi’nin sarayında büyük bir balo düzenlendi. Herkes dans ediyor, neşeli melodiler eşliğinde gülerken, Aziz sessizce Gülperi’ye yaklaştı. Ellerindeki sihirli tozları Gülperi’nin üzerine serpti ve şöyle dedi: “Sana sonsuz bir uyku veriyorum, uyanmak için ancak gerçek bir aşkın öpücüğünü bekleyeceksin.”

Gülperi, aniden yere yığıldı ve derin bir uykuya daldı. Saray halkı korku içinde etrafa bakındı fakat çaresizdi. Kral ve kraliçe ise hemen en iyi büyücülerini çağırdı. Büyücüler, durumu inceledikten sonra üzgün bir şekilde başlarını salladılar ve dediler ki: “Bu, Uykudaki Ejderha’nın işidir. Ona karşı ancak bir masalın gücüyle mücadele edebiliriz.”

Bunu duyan Kral ve kraliçe, tüm Masallar Ülkesi’ni dolaşıp en iyi masal anlatıcısını aramaya başladılar. Nihayet, uzak bir köyde yaşayan yaşlı bir masal anlatıcısı buldular. Adı Salim’di.

Salim, saraya getirilerek Gülperi’nin yattığı odanın önünde toplanan insanlara bir masal anlatmaya başladı. Sesindeki gizem dolu ton, herkesi büyüledi. “Bir zamanlar, Masallar Ülkesi’nde” diye başladı Salim, “bir prenses vardı. Onun güzelliği tüm ülkeyi aydınlatırken, bir büyücü onu sonsuz bir uykuya hapsetti.”

Salim, Masallar Ülkesi’nin dört bir yanından gelen insanlara Gülperi’nin hikayesini anlatmaya devam etti. Masalının içine herkesi çekerek, heyecan ve merak uyandırdı. İnsanlar, Gülperi’yi uyandırmanın yolunu öğrenmek için kilitlenmiş gözlerle dinlediler.

Derken masalın sonlarına yaklaşırken, Salim, “Ve sadece gerçek aşkın dokunuşu, Gülperi’nin uyanmasını sağlayabilir” dedi. O anda kalabalığın arasında genç bir prens olan Eren belirdi. Eren, Gülperi’ye olan seve sadakatinin yanı sıra ona delicesine aşık olduğunu herkese göstermek istiyordu. Salim, Eren’i Gülperi’nin odasına yönlendirdi ve kalabalık nefesini tutarak beklemeye başladı.

Eren, Gülperi’nin yüzüne baktı ve içindeki sevgiyle dudaklarını onun dudaklarına değdirdi. O an, sarayın etrafında büyülü bir ışık hüzmesi belirdi. Bu ışığın etkisiyle Gülperi’nin gözleri açıldı ve bir tebessümle uyandı.

Kalabalık coşkuyla sevinç çığlıkları attı. Kral ve kraliçe, Gülperi’yi kucakladı ve Eren’e minnettarlıkla bakarak ona teşekkür ettiler. Masallar Ülkesi yeniden neşe doluydu.

Ancak Kötürüm Aziz henüz pes etmemişti. Onun kötülük dolu kalbi, intikam ateşiyle yanıyordu. Yenilgiyi kabul etmeyen Aziz, Gülperi ve Eren’in mutluluğunu engellemek için yeni bir plan yapmaya karar verdi.

Aziz, Gülperi’nin düğününde büyülü bir elma getirdi. Bu elmanın her ısırığından sonra, Gülperi’nin hafızası silinecek ve Eren’i unutacaktı. Kötürüm Aziz, elmayı Gülperi’ye uzattığında, o esnada Salim ortaya çıktı ve Aziz’in planını bozmak için son bir hamle yaptı.

Salim, çantasından çıkardığı sihirli tozu Aziz’in üzerine serpti. Aziz şaşkınlık içindeyken Salim hızla Gülperi’ye doğru koştu ve elmayı ona vermekte olan Aziz’in önüne geçti. Elmayı Aziz’e doğru fırlatıp, “Yut! Kendi zehrinin tadını tat!” diye bağırdı.

Aziz, elmayı yakaladı ve acıyla yuttu. Anında Aziz’in bedeni kıvrılıp büzüldü ve yok oldu. Masallar Ülkesi sonsuza dek kötülükten arınmıştı.

Gülperi ve Eren, Salim’e minnettarlıkla sarıldılar. Salim, bir masal anlatıcısı olarak görevini tamamlamış ve Masallar Ülkesi’nin kurtuluşuna katkıda bulunmuştu. O günden sonra, Salim her yıl düzenlenen masal festivalinde en sevilen masal anlatıcısı olarak ününü sürdürdü.

Gülperi ve Eren ise tüm Masallar Ülkesi’nde sevgi ve mutlulukla yaşadılar. İyi kalpli prensesleri ve cesur prensleri, Masallar Ülkesi halkının kalplerinde efsanevi bir çift olarak yaşamaya devam etti.

Ve böylece, Masallar Ülkesinin Prensesi Gülperi’nin hikayesi, çocukların hayallerinde ve masal sevdalılarının kalplerinde sonsuza dek yaşadı. Onun güzelliği, sevgisi ve cesareti, insanlara umut ve ilham kaynağı oldu. Masallar Ülkesi’nde herkes, Gülperi’nin masalıyla büyülenip mutlu sonla tanışmanın mümkün olduğunu öğrendi. Ve bu masal, nesiller boyunca anlatılmaya devam etti.