Bir zamanlar, masalların yaşadığı büyülü bir yer vardı. Adı Masal Bahçesi'ydi. Bu bahçe, neşeli çiçekler ve büyülü ağaçlarla doluydu. Her gün, burada muhteşem masallar anlatılırdı.
Bir gün, Masal Bahçesi'ne güzel ve sevecen bir kız çocuğu geldi. Adı Ella'ydı, fakat insanlar ona Külkedisi derlerdi. Külkedisi, yoksul bir ailede yaşayan ve kötü üvey kardeşleri tarafından sürekli kötü muameleye maruz kalan bir kızdı. Kendisi gibi olmayan masalları duymaya ve hayal dünyasında kaybolmaya bayılırdı. Masal Bahçesi'ne gelmesiyle, gerçek bir masalın içinde buldu kendini.
Bir sabah, Külkedisi, bahçede dolaşırken göz alıcı bir şato keşfetti. Şato görkemliydi; altınlarla süslenmiş ve prenslerin ve prenseslerin yaşadığı bir saray gibiydi. Merakla içeri girdi ve bir odada, eski bir kitap buldu. Kitapta, özel bir hikaye olduğunu hissetti ve okumaya başladı.
Hikaye, Güzel Prensi ve Uyuyan Prenses'i anlatıyordu. Külkedisi, hikayeyi okuduğunda, o an kendini Uyuyan Prenses'in yerine koydu. O da bir prens tarafından uyandırılmayı hayal etti. Fakat birdenbire, kitap kendiliğinden kapanarak kayboldu ve Külkedisi tekrar bahçede buldu kendini.
Bir sonraki gün, Külkedisi yine Masal Bahçesi'nde dolaşırken gizemli bir ayna buldu. Aynada yansıyan görüntüsü, ona neşeyle gülen bir peri gibiydi. Peri, Külkedisi'ne şöyle dedi: "Sevgili Külkedisi, senin masallara olan sevgin ve iyi kalbin, gerçek bir masalın içinde yaşama şansını getirdi."
Peri, Külkedisi'nin etrafında uçtu ve ona bahçeden çıkmasını söyledi. Ancak, bir koşul vardı: Külkedisi, Masal Bahçesi'nden ayrıldığında, geri dönmesinin mümkün olmayacağını bilmeliydi. Külkedisi, bu fırsatı kaçırmadan gerçek bir masal yaşamak için hemen kabul etti.
Külkedisi, peri ile birlikte gökyüzünde süzülerek başka bir dünyaya ulaştı. Burası, masalların gerçekleştiği büyülü bir krallıktı. İlk kez insanlarla tanışan Külkedisi, prensesler, prensler, ejderhalar ve büyülü yaratıklarla dolu bir dünyada kendini buldu.
Külkedisi, prenslerle dans etti, ejderhalarla dost oldu ve masalların içindeki maceralara katıldı. Her adımda, sevgi, cesaret ve dayanışma öğreniyordu. Külkedisi, kendisine sürekli kötü davranan kardeşlerinden uzakta, gerçek bir aile bulmuştu.
Bir gün, Külkedisi, Masal Bahçesi'ndeki aynaya geri getirildi. Peri, ona gerçek bir masal yaşadığını hatırlattı ve artık gücünü kendi içinde bulması gerektiğini söyledi. Külkedisi, periye minnettarlıkla teşekkür etti ve eve dönmek için yola çıktı.
Külkedisi, evine döndüKülkedisi, evine döndüğünde her şey değişmişti. Üvey kardeşleri hala oradaydı, ancak Külkedisi artık içtenlikle gülümseyebiliyordu. Onlara masallardan ve yaşadığı büyülü maceralardan bahsetti. Kardeşlerinin kıskanç bakışları arasında, kalbinin ışığı onları da etkilemeye başladı.
Bir gece, bir balo düzenlendiğini duyurdular. Külkedisi, peri tarafından verilen sihirli bir elbise giyinerek baloya katılmaya karar verdi. Elbisesi parlak maviler, pembe renkler ve altın işlemelerle süslenmişti. Külkedisi, ayna karşısında kendisine baktığında prenses gibi hissetti.
Balo salonuna girdiğinde tüm gözler ona çevrildi. Prensler ve prensesler, Külkedisi'nin zarafetine hayranlıkla bakıyorlardı. Hemen bir prens, onunla dans etmek için adım attı. Külkedisi, adımlarıyla salonu doldurdu ve masal gibi bir dans sergiledi.
Ancak gece ilerledikçe, saatler yaklaştıkça Külkedisi'ne endişeli bir huzursuzluk kapladı. Peri ona, geceyarısı çaldığında geri dönmesi gerektiğini söylemişti. Balonun büyülü atmosferi içinde kaybolurken, saatlerin tik takları kulaklarında çınlamaya başladı.
Tam o sırada bir prens Külkedisi'ne aşık oldu. Gözlerinin içine bakarak ona gerçek güzellikten bahsetti ve hayatını paylaşmak istediğini söyledi. Külkedisi, kalbinin çarpışını duyumsarken geceyarısının yaklaştığını hatırladı. Hızla prense teşekkür edip koşarak salonu terk etti.
Bir ayakkabı olmadan koştu, prenses elbisesi yırtıldı, fakat olsun! Onun için en önemli şey zamanında Masal Bahçesi'nde olmaktı. Külkedisi, son adımını attığı anda dönüşüm başladı. Esrarengiz bir ışıkla çevrildi ve tekrar Masal Bahçesi'ne ulaştı.
Külkedisi, periyle yeniden buluştu ve kendisine olan inancını keşfettiği için minnettarlığını ifade etti. Artık gerçek bir masal yaşadığını, cesaretini ve özgüvenini keşfettiğini anlatırken tüm dünyaya neşe yayıldı. Yoksulluktan gelen bir kızın kalbi, masallarla dolu bir dünyada büyüdü ve gerçek bir prenses haline geldi.
Masal Bahçesi'nde yaşayanlar, Külkedisi'nin hikayesini ilham kaynağı olarak gördüler. Herkes artık kendi içindeki gücü bulabileceğini ve hayallerini gerçekleştirebileceğini biliyordu. Masallar, her zaman kalplerde yaşayacak ve gerçeklikle birbirine örülerek sürdürecekti.
Ve böylece, Masal Bahçesi'ndeki Külkedisi masalı, çocukların hayalgücünü besleyen, güzellik ve cesaret dolu bir anlatı haline geldi. Hikayesi dilden dile dolaşırken, herkesin kalbinde bir parça masal yaşamaya devam etti.
Külkedisi’nin hikayesi gerçekten büyüleyici ve ilham verici