Külkedisi ve Peri Annesi Masalı
Bir zamanlar, uzak bir ülkede yaşayan güzel ve sevgi dolu bir genç kız varmış. Adı Ella'ymış, ama insanlar ona Külkedisi dermiş. Ella, annesini küçük yaşta kaybetmiş ve babası da yeni bir eş bulmuştu. Ne yazık ki, Külkedisi'nin üvey annesi ve üvey kız kardeşleri kötü kalpli ve zalim insanlarmış.
Günler geçtikçe Külkedisi, evin hizmetçisi gibi çalıştırılırken bile içindeki umudu kaybetmemişti. Bir gün, ülkenin en büyük kalelerinden birinin bahçesinde düzenlenecek büyük bir baloya tüm genç kızlar davetliydi. Külkedisi de gitmek istiyordu, ancak üvey annesi ve kız kardeşleri onu sürekli olarak hor görüyor ve dışlıyordu.
Külkedisi'nin peri annesi ise gözlemekteydi. Peri annesi, Külkedisi'nin kalbindeki iyilik ve sabrın farkındaydı. Baloya katılabilmesi için bir plan yapmaya karar verdi. Büyülü değneğiyle Külkedisi'nin eski ve yıpranmış elbisesini muhteşem bir balo elbisesine dönüştürdü. Ayakkabısı ise camdan yapılmış ve pırıl pırıl parlayan bir ayakkabıya dönüştü.
Bal günü gelip çattığında, Külkedisi'nin üvey annesi ve üvey kız kardeşleri baloya giderken onu evde bıraktı. Külkedisi hüngür hüngür ağlamaya başladı. İşte o sırada peri annesi belirdi ve ona dedi ki: "Külkedisi, senin de bu baloya gitmeye hakkın var! Git ve hayallerini gerçekleştir."
Külkedisi'nin yüzünde bir gülümseme belirdi ve hazırlanmaya başladı. Balo salonuna geldiğinde ise herkes onun güzelliğine hayran kaldı. Prensin gözleri bile Külkedisi üzerindeydi. Dans ederken, Külkedisi ile prens arasında büyülü bir bağ oluştu. Ancak gece sona erip saat geceyarısını gösterdiğinde, Külkedisi aceleyle oradan kaçtı.
Bir ayakkabısı kaybolmuştu ve prens, güzel genç kızı bulabilmek için krallığın her yerini dolaştırdı. Sonunda, ayakkabının Külkedisi'ne ait olduğunu belirledi. Külkedisi'nin üvey annesi ve kardeşleri ise prensin yanına giderek, ayakkabının kendilerine ait olduğunu iddia ettiler. Ancak prens, Külkedisi'ni sevmişti ve onu bulmak istediği için tüm genç kızları ayakkabıyla denemeye çağırdı.
Sonunda Külkedisi'ye ulaşıldı. Prens, onun ayağına camdan ayakkabıyı giydirdi ve tam uyduğunu gördü. Külkedisi ve prens birbirlerine sarıldı ve o günden sonra hiç ayrılmadılar. Üvey annesi ve kız kardeşleri ise kötülüklerinin cezasını buldular ve Külkedisi'nin mutlu bir hayatı oldu.
Bu hikaye bize, sevginin ve iyiliğin her zaman galip geldiğini anlatır. Külkedisi'nin sabrı ve peri annesinin yardımı sayesinde hayalleri gerçek olmuş ve prensiyle mutlu bir yaşama adım atmıştı. İyi kalpli olanın her zaman ödüllendirildiği bir dünyada, umut ve sevgi hiçbir zaman kaybolmaz. Külkedisive prensi, krallığın dört bir yanında sevgi ve adaletle hüküm sürdüler. İnsanlar Külkedisi ile prensin masalını anlatır, umutla dolup taşırlardı.
Külkedisi'nin peri annesi ise gizlice onları izlemeye devam ediyordu. Bir gün, büyülü bir ormanda gezinti yaparken peri annesi, kötü kalpli bir cadının varlığını hissetti. Cadı, karanlık güçlerini kullanarak insanların umutlarını çalmaya çalışıyordu. Peri annesi, bu kötü cadının planlarını bozmak için harekete geçti.
Cadı, Külkedisi'ni kıskandığı için ona lanetli bir elma verdi. Bu elmayı yediğinde Külkedisi uykuya dalacak ve prensi de unutacakmış. Peri annesi, bunu önlemek için hemen harekete geçti ve Külkedisi'ne karşı bir koruyucu büyü yaptı. Elmanın etkisinden önce uyanması ve prensi hatırlaması için bir ipucu bıraktı: "Gerçek aşkı bulabilmek için kalbindeki sesi dinle."
Bir gün, Külkedisi ve prens, büyülü ormanda romantik bir piknik yapmaya karar verdiler. Ancak cadı, onların bu mutlu anlarını gözetliyordu. Piknikte, Külkedisi cadının hazırladığı tatlıyı yedi. Hemen ardından uykuya daldı. Prens ise telaş içinde onu uyandırmaya çalıştı, ama başarılı olamadı.
Peri annesi, Külkedisi'nin uyanması için büyüsünün işe yaraması gerektiğini biliyordu. Derin bir nefes aldı ve büyülü bir şarkı söylemeye başladı. Şarkısı ormanda yankılanırken, Külkedisi'nin kalbi hızla atmaya başladı. İçinden gelen sese kulak verdi ve prensi hatırladı.
Külkedisi uyanır uyanmaz prensiyle sarıldı. Sevgi dolu gözlerle birbirlerine baktılar. Peri annesi, mutluluğun geri döndüğünü gördü ve sevinçle gülümsedi. Cadı ise yenilgiye uğradığını anlayarak oradan uzaklaştı.
Külkedisi ve prens, peri annesine minnettarlıkla teşekkür ettiler. Artık krallıklarında daha da güçlenerek, insanların umutlarını yeşerten iyi kalpli bir çift oldular. Balolar düzenlediler, fakirleri ve kimsesizleri korumaya çalıştılar ve herkesin sevgiyle dolmasını sağladılar.
Bu masal bize, aşkın ve umudun gücünün her türlü kötülüğü alt edebileceğini anlatır. Külkedisi'nin kalbindeki sevgi ve prensin sadakati, cadının kötü planlarını bozdu. Uyandıkları andan itibaren birlikte verdikleri mücadele, tüm krallığı aydınlattı ve kötülük yerine iyilik hakim oldu.
Ve böylece, Külkedisi ve prens sonsuza dek mutlu yaşadılar. Masalın sonunda, masalcı sessizce eğildi ve şöyle dedi: "Çocuklar, bu hikaye bize hayatta umut etmek, aşık olmak ve nefret yerine sevgiyi seçmek gerektiğini öğretir. Siz de kalplerinizdeki sevgiyi bulun ve dünyayı ışıkla doldurun."
Masalcı'nın sözleriyle çocuklar, bu harika masalın sonunu coşkuyla alkış
Bu masal, sevgi ve umudun gücünü anlatan çok güzel bir hikaye. ️
Bu masal, sevgi ve iyilik ile kötülüğün karşılaştığı bir hikaye. Tam bir başarı
Külkedisi’nin masalı her zaman umudu ve sevgiyi kucaklamamız gerektiğini hatırlatıyor.