Bir zamanlar, uzak bir köyde Keloğlan adında sevimli bir çocuk yaşarmış. Keloğlan, sahip olduğu merak ve cesaret dolu ruhuyla ünlüymüş. Bir gün, köylerine bir haber gelmiş: "Masal Kitabı'nın en derin ve gizemli bölümünde, sihirli bir yolculuk yapabilecek özel bir sayfa bulunuyor."
Keloğlan, duyduğu bu haberi hemen ailesiyle paylaşmış. Babası, "Bu büyük bir macera olabilir, oğlum. Ama senin güvenilir bir yoldaşa ihtiyacın var," demiş. Bu sözler üzerine Keloğlan, masal kitabına yolculuk için en yakın arkadaşı Küçük Kurbağa'yı yanına almaya karar vermiş.
İkili, masal kitabının saklandığı büyük kütüphaneye doğru yola çıkmış. Yol boyunca ormanları, nehirleri ve dağları aşarak kütüphaneye ulaşmışlar. Keloğlan, sihirli sayfayı bulmak için kitabı karıştırırken, gözlerini kalın bir toz tabakası kaplamış bir sayfa tutmuş. Sayfa, "Sihirli Portallar Krallığı" yazısıyla süslenmiş.
Hemen sayfanın üzerindeki tozu temizleyen Keloğlan, sayfadaki büyülü kapıyı fark etmiş. Kararlı bir şekilde kapıyı açmış ve iki cesur yolcu içeri adım atmış.
Birdenbire, etrafı büyülü renkli ışıklar sarmış. Keloğlan ve Küçük Kurbağa, gözlerine inanamayarak kendilerini Sihirli Portallar Krallığı'nın ortasında bulmuşlar. Bu krallık, her türlü masal karakterinin yaşadığı, sihirli yaratıkların dolu olduğu gizemli bir dünyaymış.
İkili, macera dolu bu krallıkta gezinirken karşılarına Uykucu Ormanı çıkmış. Ormanda yaşayan Peri İris, Keloğlan ile Küçük Kurbağa'ya yardım etmek için uyanmış. İris, onlara Peri Tozu adında bir sihirli toz vermiş. Bu toz, kullananları istedikleri yere götürebilen bir sihir barındırıyormuş.
Keloğlan ve Küçük Kurbağa, Peri Tozu'nu kullanarak daha hızlı yol alabileceklerine sevinmişler. Bir sonraki durakları olan Ejderha Mağarası'na doğru hareket etmişler. Ejderha Mağarası, devasa bir ejderhanın yaşadığı yerdi. Ancak ejderha, mağaraya hapsedilmişti ve serbest bırakılması için güçlü bir büyünün yapılması gerekiyordu.
Keloğlan, cesurca mağaraya girmiş ve ejderhayla konuşmayı başarmış. Ejderha, aslında iyi kalpli bir varlık olduğunu söylemiş. Kötü büyünün bozulabilmesi için sihirli kristallerin toplanması gerektiğini anlatmış. Keloğlan ve Küçük Kurbağa, birlikte bu kristalleri bulmak için yola koyulmuşlar.
Sihirli Portallar Krallığı'nın dört bir yanında maceralar yaşayan ikili, her bir görevi başarıyla tamamlamış. Sonunda ejderhanın mağarasına geri dönmüşler ve tüm sihirli kristalleri yerleştirmişler. Büyülü bir ışıkla ejderha serbest kalmış ve minnettarlıkla Keloğlan'a teşekkür etmiş.
Keloğlan, KüçükKurbağa ve ejderha, birlikte Sihirli Portallar Krallığı'nın hükümdarı olan Büyülü Kraliçe ile buluşmaya karar vermişler. Yolculuklarının sonunda şaşırtıcı bir kaleye ulaşmışlar. Kale, pırıl pırıl parlayan kristallerle süslüydü ve etrafında mistik bir enerji dolaşıyordu.
Keloğlan, Küçük Kurbağa ve ejderha kalenin kapısından içeri adım attıklarında, Büyülü Kraliçe onları kendi taht odasında bekliyormuş. Kraliçe, Keloğlan'ın cesaretini ve merakını takdir etmiş ve onlara büyük bir görev vermiş. "Sihirli Dilek Taşı'nı bulmalısınız," demiş. "Bu taş, gerçek dilekleri yerine getirebilen en güçlü nesnedir."
Keloğlan ve arkadaşları, Kraliçe'nin görevini kabul etmişler ve Sihirli Dilek Taşı'nı bulmak için yola çıkmışlar. Bu kez, Sihirli Orman'a doğru ilerlemişler. Orman, gizemli ve büyülü yaratıklarla doluydu. Ama Keloğlan, Küçük Kurbağa ve ejderha, cesaretlerini toplayarak ilerlemeye devam etmiş.
Ormanda, Keloğlan ve arkadaşları Ruhlu Ağacı bulmuşlar. Ruhlu Ağaç, Sihirli Dilek Taşı'nın yerini biliyormuş ve onlara yardım etmek istemiş. Fakat, taşı koruyan büyülü bir labirentin içinde olduğunu söylemiş.
Keloğlan ve Küçük Kurbağa, ejderhanın gücünden yararlanarak labirente girmişler. Labirentte karşılarına çeşitli zorluklar çıkmış, ancak Keloğlan'ın zekası ve Küçük Kurbağa'nın iddiasızlığı sayesinde tüm engelleri aşmayı başarmışlar.
Sonunda, labirentin sonundaki odaya ulaşmışlar. Orada, parıldayan bir taşın üzerinde Sihirli Dilek Taşı duruyormuş. Keloğlan heyecanla taşı alıp avucuna koymuş ve arkadaşlarına dönerek "Bu taşla gerçekleştirebileceğimiz en büyük dileğimizi kullanmalıyız," demiş.
Keloğlan, Küçük Kurbağa ve ejderha birbirlerine bakarak düşünmeye başlamışlar. Sonunda ortak bir dilek konusunda anlaşmışlar: "Sihirli Portallar Krallığı'nın her yerinde barış ve mutluluk olsun." Keloğlan elindeki taşı sıkıca tutarak dileği dile getirmiş.
Birdenbire, etrafta bir ışık patlaması olmuş ve Sihirli Dilek Taşı parıldamaya başlamış. Taştan çıkan büyülü enerji, tüm krallığı sarmış ve her yeri aydınlatmış. Artık krallık, huzur içinde yaşayan masal karakterleriyle dolup taşıyordu.
Keloğlan, Küçük Kurbağa ve ejderha, Kraliçe'nin yanına dönerek görevlerini başarıyla tamamladıklarını anlatmışlar. Kraliçe, minnettarlıkla onlara teşekkür etmiş ve krallıkta onurlandırmış. Keloğlan, artık geri dönme vaktinin geldiğini hissetmiş.
Sihirli Portallar Krallığı'ndan ayrılan Keloğlan ve arkadaşları, mac
Keloğlan’ın Sihirli Yolculuğu Masalı, merak ve cesaret dolu Keloğlan’ın sihirli bir sayfa bulma yolculuğunu anlatıyor. Keloğlan, Küçük Kurbağa’yla birlikte Sihirli Portallar Krallığı’nda maceraya atılıyor, sihirli kristalleri bulmak için ejderha mağarasına gidiyor ve Büyülü Kraliçe’nin görevini kabul ederek Sihirli Dilek Taşı’nı bulmaya çalışıyor. Sonunda, krallığı barış ve mutlulukla doldurmak için büyük bir dileği gerçekleştiriyorlar. Masal, dostluk, cesaret ve büyülü dünyaların gücünü vurgulayan samimi bir hikayedir.