Kara Akbaba ile ilgili Masallar

Kara Akbaba’nın Öğretisi: Paylaşmanın Değerini Anlamak Masalı

Bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan küçük bir çocuk varmış. Adı Ali'ydi. Ali, hayatta en çok sevdiği şeyin oyun oynamak olduğunu düşünürdü. Arkadaşlarıyla top oynarken, ağlamaktan ve kahkahalarla gülmekten keyif alırdı. Ancak, Ali'nin bir sorunu vardı: Paylaşmayı bilmiyordu.

Ali'nin gönlünde bencillik tohumları serpilmişti. Oyuncağını ve yiyeceklerini hiç kimseyle paylaşmak istemezdi. "Benim, benim!" diye bağırırken diğer çocukları üzüyordu. Köyün büyükleri durumu fark edince, Ali'ye yardım etmeye karar verdiler.

Bir gün, köyün en yaşlı masal anlatıcısı olan Hikmet Efendi, Ali'yi çağırdı. Çocuğun bencilliğinden endişeleniyordu ve ona bir ders vermek istiyordu. Hikmet Efendi Kara Akbaba'dan bahsetti. Kara Akbaba, ormanda yaşayan kötü kalpli bir kuştu. Etrafında hep aç kalan hayvanları toplardı ve hiçbir şeyi paylaşmazdı.

Hikmet Efendi, Ali'ye Kara Akbaba'nın öğretisi hakkında masal anlattı. Masalda, Kara Akbaba'nın zenginliklerle dolu bir mağarada yaşadığı anlatılıyordu. Mağaranın kapısında büyük bir kilit vardı ve içeride binlerce yiyecek, oyuncak ve altın bulunuyordu.

Ali masalı dikkatle dinlerken, Hikmet Efendi sözlerini sürdürdü: "Bir gün, ormanda kaybolan bir çocuk Kara Akbaba'nın mağarasına rastladı. Çocuk çok aç ve yorgundu. Ama ne yazık ki, mağaranın kapısı kilitliydi. Çocuk, Kara Akbaba'ya yardım etmesini dilemek için onu aramaya başladı."

Ali merakla sordu, "Masalcı Efendi, Kara Akbaba yardım etti mi?"

Hikmet Efendi gülümsedi ve devam etti: "Evet, Ali. Kara Akbaba, çocuğun acı çektiğini gördü ve ona yardım etmeye karar verdi. Ama tek bir şartı vardı: Çocuğun onunla paylaşmayı öğrenmesi gerekiyordu. Kara Akbaba, çocuğun elindeki son lokmayı bile paylaşmasını istedi."

Ali düşündü ve "Peki çocuk ne yaptı?" diye sordu.

Hikmet Efendi, "Çocuk, midesi guruldayarak son parçasını da paylaştı. O anda mağaranın kapısı açıldı ve içinden güzellikler fışkırdı. Çocuk, Kara Akbaba'nın aslında zenginliklerden daha değerli bir şey aradığını anladı: Paylaşmanın değerini."

Ali'nin gözleri parladı ve içtenlikle sordu, "Masalcı Efendi, öğrenmiş miydi çocuk?"

Hikmet Efendi gülümsedi ve cevapladı, "Evet, Ali. Çocuk, paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu kavradı ve o günden sonra herkese yardım etmeye başladı. Artık arkadaşlarıyla oyuncaklarını ve atıştırmalıklarını paylaşıyor."

Ali masaldan büyük bir ders çıkarmıştı. Bencillik tohumları artık kalbinden temizlenmişti. O günden sonra, Ali en mutlu olduğu anlarda bile sevincini paylaşmayı ve diğerçocuklarla oyunlarını paylaşmayı öğrendi. Arkadaşlarıyla top oynarken, topu başka bir çocuğa vermesi ve onların da oyuna dahil olmalarını sağlaması Ali'yi mutlu ediyordu.

Ali'nin değişimi köyde hızla yayıldı. Diğer çocuklar, onun paylaşma konusundaki örnek davranışını takip ettiler. Köy daha sıcak, neşeli ve dayanışma içinde bir yer haline geldi. Herkes birbirine yardım etmekten ve sevinçleriyle birlikte üzüntülerini de paylaşmaktan mutluluk duyuyordu.

Bir gün, Kara Akbaba, Ali'ye minnettarlıkla dolu bir şekilde yaklaştı. "Senin sayende ben de paylaşmanın değerini anladım." dedi Kara Akbaba. "Artık ormanda yaşayan diğer hayvanlara yiyecek bulmak için onlarla paylaşmaya karar verdim. Sana teşekkür etmek istedim."

Ali gülümseyerek Kara Akbaba'ya sarıldı. İki farklı dünyadan olan bu ikili, paylaşmanın gücünü keşfetmişti. Artık Kara Akbaba, ormanda yaşayan hayvanlarla yiyecek ve kaynakları paylaşarak daha adil bir düzen kurmuştu.

Köy halkı da Ali ve Kara Akbaba'dan ilham aldı. Birlikte, yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için bir yardım kuruluşu kurdular. Yiyecek, giysi ve oyuncak gibi ihtiyaçları olanlara yardım ediyorlardı. Herkes, paylaşmanın sevgiyi büyüttüğünü ve mutluluğun sadece kendileriyle değil, başkalarıyla da paylaşıldığında arttığını anlamıştı.

Böylece, Kara Akbaba'nın öğretisi tüm köye yayıldı. Ali, bencilliğin yerini cömertlikle değiştirmişti. Artık herkes, elindeki güzellikleri diğerleriyle paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu biliyordu.

Masalcı Hikmet Efendi, Ali'nin dönüşümünü görünce gururla gülümsedi. "İyi kalpli çocuk, sen gerçek bir kahramansın. Paylaşmanın ve sevginin gücünü keşfettin. Umarım bu masal, diğer çocukların da kalplerine ulaşır ve onları da değiştirir."

Ve böylece Ali'nin hikayesi, masallarda anlatılan en güzel öyküler arasına katıldı. O günden sonra, köyde yaşayan herkes paylaşmanın değerini anladı. İyi kalplilik, dayanışma ve sevgi hep birlikte köyde yaşadı. Ve Ali, bir zamanlar bencil bir çocuk olan kendisini Kara Akbaba'nın öğretisiyle yeniden şekillendiren masalcı Hikmet Efendi'ye minnettarlıkla bakarak büyüdü.

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Tümay Alkaç

    Masalın sonunda Ali’nin bencil davranışlarından vazgeçip paylaşmanın önemini öğrenmesi çok güzel bir ders. Paylaşmanın sevgiyi büyüttüğünü anlamak çok kıymetli.

Başa dön tuşu