Bir zamanlar, küçük bir kasabada İtfaiyeci Hasan adında cesur bir genç yaşarmış. Hasan, kasabanın itfaiye teşkilatında çalışırdı ve her zaman halkın güvenliğini sağlamak için hazır bulunurdu.
Hasan, kasaba halkının sevgisini kazanmıştı. Herkes ona "Kahraman Hasan" derdi çünkü yangınları söndürmek ve insanları kurtarmak için gösterdiği cesaret çok büyük bir takdirle karşılanırdı. Kasaba sakinleri, Hasan'ın yardımına ihtiyaç duyduklarında onu ararlardı ve o hemen olay yerine ulaşırdı.
Bir gün, Hasan'ın itfaiye istasyonuna şaşırtıcı bir haber gelir. Kasabanın en sevimli kedisinin kaybolduğu söylenir. Kedi, kasaba sakinlerinin gönlünde taht kurmuştu ve herkes onu seviyordu. Kayboluşu herkesi üzmüştü.
Bu haberi duyan Hasan, hemen harekete geçer. O her ne kadar itfaiye eri olsa da, her canlıya yardım etmek için oradaydı. Kedinin nerede olduğunu bulmak için kasabayı dolaşmaya başlar. Evlerin altını üstüne getirir, ağaçların tepesinde arar, sokaklarda koşar durur.
Fakat ne yazık ki, kedi bir türlü bulunmaz. Hasan, umutsuzluğa kapılır ve üzgün bir şekilde geri döner. Kasaba halkı da üzgündür; çocuklar kedinin kayboluşunu anlamıştır ve neşeleri kaçmıştır.
Bir gece, Hasan'ın rüyasına sihirli bir peri gelir. Peri, kedinin prenses bir ejderha tarafından kaçırıldığını söyler. Ejderha, korkunç bir yaratıktır ve kedicikle oyun oynamaktan hoşlanmaktadır. Peri, Hasan'a cesaret aşılar ve ona yardım etmesi için bir harita verir.
Ertesi sabah, Hasan uyanır ve gördüğü rüyayı hatırlar. Hemen kolları sıvar, haritayı eline alır ve ejderhanın olduğu yere doğru yola çıkar. Yol boyunca birçok engel çıkar karşısına: büyülü ormanlardan geçer, derin nehirleri aşar, tehlikeli mağaralardan geçer. Ama Hasan, hiçbir zorluğa aldırmadan ilerler.
Sonunda, harita onu ejderhanın saklandığı bir kaleye yönlendirir. Kale devasa ve ürkütücüdür, ancak Hasan'ın kararlılığı bu kesmedi. Cesur itfaiyeci, kaleye gizlice girer ve koridorlarda ilerlemeye başlar.
Derken, bir odada kedinin hıçkırıklarını duyar. Ejderha, onunla oyun oynamaktadır ve kedi korkmuştur. Hasan hızla odanın kapısına yönelir ve cesaretiyle ejderhayla mücadele etmeye başlar. İki saat boyunca süren zorlu bir savaş sonunda, Hasan ejderhayı yener ve kedicik güvende olur.
Kurtarılan kedi, Hasan'a minnettarlıkla sarılır ve kasabaya geri dönmek ister. Hasan, kedinin yanında kasabaya döner ve herkes büyük bir sevinçle onu karşılar. Kasaba yeniden neşelenir ve çocukların yüzleri güler.
Hasan'ın cesareti ve özverisi herkesin kalbinde özel bir yer edinir. Artık "Kahraman Hasan" değil, "İtfaiyeci Hasan" olarak anılırve kasaba halkı onun kurtardığı kediyi "Şanslı" olarak adlandırır. Şanslı, artık kasabadaki herkesin sevgilisi haline gelir ve kayboluşunu unutmak için bir festival düzenlenir.
Festival günü gelip çatar. Kasaba meydanı rengarenk süslenir, müzikler çalınır ve insanlar dans eder, neşe içinde eğlenir. İnsanlar kostümler giyer, yüzlerinde gülümsemelerle etrafta dolaşır.
Hasan, festivale başkanlık eder ve herkesin keyifli vakit geçirmesini sağlar. Şanslı da sahneye çıkarılır ve alkışlarla karşılanır. Çocuklar ona dokunmak için sıraya girer ve onunla fotoğraf çektirir. Şanslı, tüm bu ilgiden hoşlanır ve mutlu bir şekilde mırıldanır.
Festivalin en heyecan verici anında, Hasan bir konuşma yapar. "Sevgili dostlarım!" der. "Bugün burada toplanmamızın nedeni, birbirimize olan sevgimizi kutlamaktır. İtfaiyeci olmam beni sadece yangınları söndürmeye değil, kasabamızın her bir üyesine yardım etmeye teşvik ediyor. Şanslı'nın kaybolduğunu duyduğumda, onu bulmak için elimden geleni yaptım. Cesaret ve kararlılıkla ejderhaya meydan okudum ve Şanslı'yı kurtardım. Ancak bu sadece benim başarım değil, sizin de katkınızdır. Sizlerin desteği ve sevgisi olmadan bu mümkün olmazdı. Hepinize minnettarım."
Kalabalık alkışlarla yanıt verir, herkes İtfaiyeci Hasan'a olan saygısını gösterir. Festival boyunca danslar devam eder, lezzetli yiyecekler yenir ve oyunlar oynanır. Kasaba halkı, Şanslı'nın kayboluşunu bir ders olarak alır ve artık daha dikkatli olma sözü verir.
Hasan, festivalin sonunda eve yorgun ama mutlu bir şekilde döner. Kendisini bekleyen ailesi onu büyük bir gülümsemeyle karşılar. Onlara kahramanca macerasını anlatır ve Şanslı'nın güvende olduğunu bildirmekten gurur duyar.
O gece, tüm kasaba huzurlu bir şekilde uyur. İtfaiyeci Hasan'ın cesaret dolu hikayesi, kuşaktan kuşağa aktarılır ve kasaba halkı arasında unutulmaz bir masal haline gelir. Çocuklar, Hasan'ın cesaretinden ilham alır ve hayatta karşılarına çıkan zorlukların üstesinden gelebileceklerine inanırlar.
Ve böylece, Küçük Kasaba'da yaşayan İtfaiyeci Hasan'ın serüvenleri ve Şanslı'nın kurtuluşu, her zaman hatırlanacak ve anlatılacak bir masal olur. Cesaretin ve dostluğun gücünün her engeli aşabileceği, umutla dolu bir dünyada yaşamanın ne kadar önemli olduğunu öğreten bu masal, çocukların hayallerini ve kalplerini daima aydınlatır.
Çok güzel bir masal, İtfaiyeci Hasan’ın cesaretine hayran kaldım ️