Güzel ve Çirkin Masalı

Güzel ve Çirkin Masalı: Bir zamanlar, ücra bir köyde yaşayan bir tüccar vardı. Bu tüccarın üç kızı vardı: Esmeralda, Gülizar ve Eliza. Tüccar, ticaretteki zorlu dönemler nedeniyle işleri bozuldu ve ailesiyle birlikte yoksulluk içinde yaşamaya başladı.

Bir gün, tüccar, uzak bir şehirdeki pazarda nadir bulunan güzellikte bir gül gördü. Kızlarına hediye olarak getirmek için bu özel gülü satın aldı. Ancak dönüş yolunda ani bir fırtına çıktı ve tüccar, derin ormanda kayboldu.

Tamamen yorgun düşen tüccar, kendini büyülü bir şatoda buldu. Şatonun sahibi, korkunç bir canavardı. Canavar, tüccarın şatoyu yağmalamak için orada olduğunu düşünerek onu hapse attı.

Tüccar, canavarın şartlarını kabul etmesi karşılığında serbest bırakılabileceğini öğrendi. Tüccar, yerine kızlarından birini canavara teslim etmeyi kabul etti. Ancak kızlarından hiçbiri babalarının yerine geçmeyi istemedi.

Bir gece, Esmeralda babasını kurtarmak için şatoya gizlice gitti. Canavarın sert dış görünüşünün ardında nazik bir kalp olduğunu keşfetti. Esmeralda, canavarın gerçek güzelliğini gördü ve ona insan gibi davranmaya başladı.

Bir süre sonra Esmeralda’ya, ailesini ziyaret etmek için bir izin verildi. Ancak canavar, Esmeralda’ya geri dönmesi için bir süre tanıdı ve ona bir büyülü ayna verdi. Eğer Esmeralda, canavarı gerçekten seviyorsa, ayna ona geri dönebilmesi için yardımcı olacaktı.

Esmeralda, ailesiyle kaldığı süre boyunca canavarı çok özledi. Kardeşlerine canavarın aslında ne kadar iyi bir kalbe sahip olduğunu anlattı. Gülizar ve Eliza, kardeşlerinin mutluluğu için cesurca harekete geçtiler.

Gülizar ve Eliza, şatoya gizlice gittiler ve canavarla tanıştılar. İlk başta korktular, ancak zaman içinde canavarın gerçek doğasını gördüler. Canavar, onları dostça karşıladı ve Esmeralda’nın dönmesine yardımcı olmayı kabul etti.

Üç kız, büyülü aynayı kullanarak canavarın yanına geri döndü. Bu sırada canavar, kızlara gerçek bir güzellik dersi vermişti. Artık dış görünüşlerinin değil, iç güzelliklerinin önemli olduğunu anlamışlardı.

Canavar, kızlarına şatonun büyüsünü bozmayı öğretti ve kendisi de insan formuna döndü. Gerçek adı Ferdinand olan canavar, Esmeralda’ya aşık olmuştu ve onunla evlenmek istediğini söyledi. Esmeralda, Ferdinand’ın içindeki sevgiyi gördü ve teklifini kabul etti.

İkisi düğünlerini köylerinde kutladılar ve tüm köylüler, gerçek aşkın ne kadar güçlü olduğunu görmüştü. Gülizar ve Eliza da sevgi ve cömertlikle dolu birer eş buldular.

Bir zamanlar yoksulluk içinde yaşayan tüccar da işlerinin düzelmesiyle yeniden refaha kBir zamanlar yoksulluk içinde yaşayan tüccar da işlerinin düzelmesiyle yeniden refaha kavuştu. Esmeralda ve Ferdinand, tüm zorlukları birlikte aşarak masalsı bir hayat sürdüler.

Ancak, şehirde söylentiler dolaşmaya başladı. Bir cadının, gerçek güzelliğini gizleyen bir prensi büyülediği ve onu canavara dönüştürdüğü hikayesi yayıldı. Haber, köy halkı arasında da yayıldı ve bazı kötü niyetli kişiler, şatoya saldırma planları yapmaya başladı.

Esmeralda ve Ferdinand, köylerini ve şatoyu korumak için harekete geçti. İyi kalpli köylülerle birlikte savunma önlemleri aldılar ve dostluklarına dayanarak kötülükleri durdurmayı başardılar.

Bu olaydan sonra Esmeralda, Gülizar ve Eliza, ülkelerinde adaletin simgesi haline geldi. Hikayeleri, insanların iç güzelliklerini keşfetmeleri ve dış görünüşleri üzerinden yargılamamaları gerektiği konusunda bir öğüt oldu.

Güzellik ve çirkinlik kavramlarının ötesinde, sevgi ve hoşgörü herkesi birleştirdi. Köyleri artık daha iyi bir yerdi ve masalın kahramanları, insanların kalplerinde derin izler bıraktı.

Ve böylece, Güzel ve Çirkin’in masalı, bir kez daha insanlara gerçek aşkın gücünü hatırlattı. İç güzellik, dışarıya yansır ve kötülük karşısında galip gelir. Bu masal, gelecek nesillere aktarılarak sevgi dolu bir dünya umudunu canlı tuttu. Ve her gece masal anlatıcıları, bu hikayeyi çocuklara anlatarak onları hayal dünyasına sürükledi. Sonunda, iyi kalpli insanlar hep birlikte mutlu mesut yaşadılar ve masaldaki kahramanlar sonsuza dek hafızalarda kaldı.