Bir zamanlar, uzak bir köyde yaşayan küçük bir çocuk varmış. Adı Emreymiş. Emreym, gökyüzündeki yıldızların ve ayın büyüsüne kapılan bir çocukmuş. Geceleyin penceresinin önünde oturup gökyüzünü izler, yıldızları sayardı.
Bir gece, büyükannesinin ona anlattığı bir masal aklına gelmiş. Masal, Gökyüzü Yolculuğu'nu anlatıyormuş. Gökyüzü Yolculuğu, cesur bir yolcunun geceleyin yıldızlarla dolu gökyüzünde maceralar yaşamasını konu alıyormuş. Emreym merak içinde kalmış ve o gece rüyasında bu masalı yaşamaya karar vermiş.
Ertesi akşam, Emreym uyumadan önce elinden tuttuğu büyükannesiyle beraber dua etmiş. "Gökyüzüne doğru bir yolculuğa çıkmak istiyorum, büyükanne. Yıldızlarla tanışmak, ayın güzelliğiyle dans etmek istiyorum."
Büyükannesinin gülümsemesiyle karşılanan Emreym, yatağına gidip uyumuş. O an, sihirli bir ışık odasını doldurmuş ve Emreym'i uykusunda yakalamış. Uyandığında, kendini parlak yıldızlarla süslü bir gökyüzünde bulmuş.
Emreym, başını yukarı kaldırıp etrafına bakındığında, büyük ve muhteşem bir sarayın yükseldiğini görmüş. Sarayın kapısının önünde, beyaz giysiler içindeki bir melek oturuyormuş. Melek, Emreym'e yaklaşmış ve ona gülümseyerek seslenmiş: "Hoş geldin, cesur yolcu! Ben Ay Meleği'yim. Gökyüzünün koruyucusuyum. Sana rehberlik edeceğim."
Emreym, merakla meleğin peşinden saraya doğru ilerlemiş. Sarayın içinde, farklı renklerde parlayan yıldızlarla dolu büyülü bir salon vardı. Salonun en önde, tahtında oturan Gece Kralı duruyormuş. Gece Kralı, uzun bir asa tutuyor ve görkemli peleriniyle tüm gökyüzüne hükmediyormuş.
Gece Kralı, Emreym'i fark ettiğinde gülümsemiş. "Merhaba, küçük yolcu," demiş. "Seni burada görmek beni mutlu ediyor. Yıldızlarımın ışığında nasıl bir macera yaşamak istersin?"
Emreym heyecanla konuşmuş, "Gece Kralı, sizinle birlikte gezmek ve hayal gücümdeki dünyaları keşfetmek istiyorum. Sizden büyülü bir yolculuk yapmanın sırrını öğrenmek istiyorum."
Gece Kralı gülümsemiş ve asasını sallayarak sihirli bir portal açmış. "İstediğin yeri seç, Emreym," demiş. "Hayalindeki maceranın başladığı yer neresi?"
Emreym, düşündükten sonra, "Uzak diyarlardaki masalsı bir ormana gitmek istiyorum," diye cevap vermiş. Portal parlamaya başlamış ve Emreym'i büyülü ormana taşımış.
Ormanda, renkli çiçeklerin ve konuşan hayvanların olduğu bir dünya vardı. Ağaçlar, şarkı söyleyen rüzgarın hafif esintisiyle dans ediyordu. Emreym, mutlulukla etrafına bakındı ve neşeyle şöyle dedi: "Bu ormanda her şey mümkün," diye düşündü. O anda, bir tavşan yanına yaklaştı. Tavşan minik bir şapka takmıştı ve kocaman gözleriyle Emreym'e baktı.
"Tavşan bey, bu büyülü ormanda neler yapabiliriz?" diye sordu merakla Emreym.
Tavşan gülümseyerek cevap verdi, "Burada hayal gücün sınırsızdır, küçük yolcu. İstediğin her şeyi yapabilirsin. Örneğin, ağaçların üzerinde yürüyebilir, kuşlarla konuşabilir ya da en sevdiğin masal karakterleriyle tanışabilirsin."
Emreym heyecanla kendini kaybetti ve ormanda koşmaya başladı. Bir yandan ağaç dallarında yürüyor, bir yandan kuşların melodilerine eşlik ediyordu. Derken, tam önünde büyük bir kitap belirdi. Kitabın sayfaları rüzgarla açılıp içinden masal karakterleri fışkırdı.
Kırmızı Başlıklı Kız, Prens Cesur, Pamuk Prenses ve daha nice masal kahramanı Emreym'in etrafını sardı. Onunla sohbet edip dans ettiler, maceralarını paylaştılar. Her bir karakterin hikayesi o kadar gerçekçi ve büyüleyiciydi ki Emreym, onlara hayranlıkla kulak verdi.
Gökyüzü Yolculuğu'nun büyükannesinin anlattığı masaldan daha da fantastik bir macera yaşayan Emreym, geçirdiği her anın tadını çıkardı. Ormanda bulunan büyülü bir şelaleden içecek su, ona sonsuz enerji verdi ve yorgunluk nedir bilmeden keşiflerine devam etti.
Bir gün, ormanda dolaşırken, karşılaştığı bir periyle dost oldu. Peri, ona Gökyüzü Yolculuğu'ndaki Gece Kralı hakkında bir sır paylaştı. "Gece Kralı," dedi peri, "aslında gökyüzünün karanlık tarafını temsil ediyor. Ancak kalbin saf olduğu sürece seninle güzellikleri paylaşacak ve sana rehberlik edecektir."
Emreym, bu sırrı duyunca bir karar verdi. Gece Kralıyla tanışmak ve ona teşekkür etmek istedi. O gece, saraya geri dönmeye karar verdi. Tavşan bey ve masal kahramanları O'na eşlik etti ve birlikte sihirli portalı kullanarak sarayın önüne ulaştılar.
Saraya giriş yapar yapmaz, Gece Kralı onu bekliyordu. Görkemli tahtının üzerinde, gizemli bir ışıkla aydınlandı. Emreym, eğilip ona minnettarlıkla teşekkür etti. "Gece Kralı," dedi, "bana bu muhteşem macerayı yaşattığınız için size minnettarım. Gökyüzünde sizinle tanışmak hayalimin ötesinde bir deneyimdi."
Gece Kralı gülümsedi ve Emreym'in omzuna dokundu. "Sen cesur bir yolcusun ve kalbindeki merak hiç solmasın. Gökyüzünün büyüsünü her zaman içinde taşıyacaksın. Unutma ki gerçek güzellik, iç dünyamızdaki masallarda saklıdır."
Emreym, Gece Kralı'na veda edip uykuya daldı. Rüyasında, gökyüzünde dans eden yıldızlarla dolu bir dünyada gezindi ve mutlu olarak uyanıverdi.
Büyükannesine olan sevgisi ve
Bu masal, hayal gücüyle dolu bir macerayı anlatıyor. Emreym’in cesareti ve merakı, onu gökyüzü yolculuğuna götürüyor. Masalın sonunda, Gece Kralıyla tanışması ve gerçek güzelliğin içimizde saklı olduğunu öğrenmesi çok dokunaklıydı. Sevgiyle büyükannesiyle olan bağını ve hayal gücünün gücünü anladım.