Bir zamanlar, derin bir ormanda yaşayan sevimli bir ayıcık varmış. Ayıcık, adı Balu olan bu minik ve neşeli yaratık, ormanda herkes tarafından sevilirmiş. Her sabah güneşle birlikte uyanır, tüylerini tarar ve güzel bir gün geçirmek için ormanda dolaşmaya başlarmış.
Bir gün, Balu ormanda gezinirken şaşırtıcı bir olayla karşılaşmış. Gökyüzünde muhteşem bir müzik eşliğinde dans eden bir ay görmüş. Bu ay, etrafında yıldızları toplamış ve büyüleyici bir şekilde hareketleniyormuş. Balu, bu görüntü karşısında ağzı açık kalmış ve merak içinde onu izlemeye başlamış.
Dans eden ay, Balu'nun dikkatini çekmiş olacak ki, ay bir anda yerden sıçramış ve Balu'nun yanına inmiş. Göz alıcı bir ışık yayarak, "Merhaba sevgili Balu! Ben Ayşe, dans eden ayım. Sana bir sır vereceğim, ama önce benimle dans etmelisin" demiş.
Balu'nun kalbi heyecanla atmaya başlamış. Dans etmek istemesine rağmen, hiç dans etmediği için biraz çekingen hissetmiş. Ancak içindeki cesareti toplayarak, Ayşe'nin teklifini kabul etmiş. İkisi bir araya gelmiş ve ormanda şahane bir dans sergilemeye başlamışlar. Balu'nun ayakları yerden kesilmişçesine hafiflemiş, Ayşe ile uyum içinde hareket etmiş.
Dans ederken, Ayşe güler yüzlü bir şekilde Balu'ya şöyle demiş: "Birazdan sana büyülü bir yetenek vereceğim, Balu. Artık sen de dans edebileceksin." Balu çok heyecanlanmış. Büyülü yeteneğe kavuşacak olmanın mutluluğu yüzünde parlıyormuş.
Ayşe, ellerini Balu'nun üzerine koymuş ve büyülü sözleri mırıldanmaya başlamış. Bir anda, Balu'nun tüm bedeni parlak ışıklarla sarılmış ve bir anda havada süzülerek dans edebilir bir hal almış. Balu, neşe içinde uçarak, sıçrayarak ve dönerek dans etmenin keyfini yaşamış.
Artık Balu, ormanda herkesin gözdesi olmuş. Diğer hayvanların da ilgi odağı haline gelmiş. Her gün Balu, arkadaşlarına dans gösterileri yaparmış ve onları eğlendirirmiş. Ormanda neşeli müzikler yankılanırken, diğer hayvanlar da Balu'nun ritmine kapılıp dans etmeye başlamışlar.
Balu'nun dans yeteneğiyle birlikte, ormanda huzur ve neşe eksik olmaz olmuş. Herkes bir araya gelir, güler yüzlü dans gösterileri izlerken mutlu anılar biriktirirmiş. Balu ve diğer hayvanlar arasındaki bağ daha da kuvvetlenmiş ve dostlukları sonsuza kadar sürermiş.
Ve böylece, dans eden ayı Balu'nun büyülü yeteneği sayesinde ormanda herkes mutlu mesut yaşamış. Balu'nun dansıyla birleşen sevgi dolu kalpler, bir masalın içinde sanki gerçekmiş gibi uzun süre anlatılmaya devam etmiş. İşte, bu muhteşem hikaye, dans eden ayı Balu'nun ormandaki macerasıydı.Balu, dans yeteneğiyle ormanda büyük ün kazanmıştı. Bir gün, uzak bir köyden gelen küçük bir kız olan Ela, Balu'nun dansını duymuş ve onu görmek istemiş. Ela'nın kalbi heyecanla çarpmaya başlamış, merakla ormana doğru yol almış.
Ela, Balu'yu bulmak için ormanda dolaşırken, karşısına bir tuzak çıkmış. Ayaklarına dolanan ağlarla hareket edemez hale gelmiş. Korku içinde beklediği sırada, Balu birden ortaya çıkmış ve Ela'yı kurtarmış. Ela minik ayıcığa minnettarlıkla bakarken, Balu'nun dans ettiğini söylemiş.
Balu, Ela'nın tuzaktan kurtulmasına yardım etmiş ve ona dans gösterisi yapmış. Ela, hayranlıkla izlerken, içinden "Keşke ben de böyle dans edebilsem!" diye geçirmiş. Balu, Ela'nın dileğini fark etmiş ve ona dokunarak büyülü yeteneğini Ela'ya aktarmış.
Birdenbire, Ela'nın bedeni ışık saçmaya başlamış ve havada süzülmeye başlamış. Ela, sevinçle dans etmeye başlamış, her hareketiyle ormandaki tüm canlıları büyülemiş. Balu ve Ela, birlikte ormanda dans ederken, diğer hayvanlar da onlara katılmış. Orman bir kez daha eğlence ve neşeyle dolup taşmış.
Ancak, ormanda yaşayan kötü kalpli cadı Karanlık Ela'nın büyülü dans yeteneğini kıskanmış. Karanlık, hırsıyla dolu bir şekilde Balu ve Ela'yı takip etmiş ve planlar yapmış. Bir gece, ormanda büyülü bir dans gösterisi düzenlemiş ve Balu'yu tuzağa düşürmüş.
Ela, çaresizce Balu'yu ararken, Karanlık onun karşısına çıkmış. "Birlikte dans edelim mi?" demiş Karanlık, Ela'nın korku dolu gözlerine bakarak. Ela, içindeki cesareti toplayıp, Karanlık ile dans etmek zorunda kalmış. Ancak Karanlık dans ettikçe, Ela'nın enerjisi çekilmiş, gücü azalmış.
Ormanda gittikçe karanlık bir atmosfer hakim olurken, Balu'nun yardımına ihtiyacı olduğunu hisseden diğer hayvanlar, cesaretleriyle harekete geçmiş. Tüm güçleriyle birleşerek Karanlık'la savaşmışlar. Balu, tuzaktan kurtulmuş ve Ela'ya doğru koşmuş.
Balu ve Ela bir araya gelince, büyülü bir ışık yayılmış ve Karanlık yenilmiş. Orman tekrar aydınlığa kavuşmuş, sevgi ve neşeyle dolduğunda büyülü bir hale bürünmüş.
Balu ve Ela, ormanda birbirlerine sıkı sıkı sarılıp teşekkür etmişler. Balu, Ela'ya "Seninle dans etmek, hayatımın en güzel anlarından biriydi. Sen gerçek bir dansçısın, Ela" demiş. Ela ise Balu'ya minnettarlıkla bakarak "Senin sayende dans etme şansını elde ettim. Sana ne kadar teşekkür etsem az!" demiş.
Birlikte dans eden Balu ve Ela, ormanda dostlarını çağırmış ve büyülü bir gösteri düzenlemişler. Tüm hayvanlar, coşkuyla dans et
Balu ve Ela’nın dansıyla ormanda büyük bir neşe ve sevgi hakim oldu.