Bir zamanlar, yeşil tepelerle dolu bir ülkede, Çevreci Orman adında büyülü bir yer vardı. Bu ormanda yaşayan birçok hayvan ve bitki, doğayı korumak için bir araya gelmişti. Ormanda huzur ve sevgi hakimdi, çünkü herkes doğanın değerini biliyordu.
Bir gün, ormanın kalbinde yaşayan Keloğlan adında genç bir ağaç fısıldadı: "Arkadaşlarım, çağrımı duyun! Ormanımız tehdit altında. Yakındaki köyde yeni bir fabrika yapılacak ve ormanımız yok olacak."
Tüm hayvanlar ve bitkiler, endişeyle birbirlerine baktı. Bu güzel ormanın nasıl korunacağını düşünmeye başladılar. Kuşlar, önce fabrikanın inşa edileceği yeri keşfetmek için gökyüzüne yükseldi. Ardından tavşanlar, tilkiler ve sincaplar, köyün etrafına sızarak ne olduğunu öğrenmeye çalıştılar.
Çalışmalardan sonra hayvanlar ve bitkiler, köy sakinlerinden yardım istemek için bir karar aldı. Keloğlan, diğer ağaçlara dönerek dedi ki: "Arkadaşlarım, köy sakinleriyle konuşup onlara doğamızın ne kadar önemli olduğunu anlatmalıyız. Belki de bizi anlarlar ve fabrika fikrinden vazgeçerler."
Hayvanlar ve bitkiler, insanların yaşadığı köye doğru yola çıktı. Yolda karşılaştıkları herkesle konuşarak onlara doğanın ne kadar kıymetli olduğunu anlattılar. Minik kuşlar melodik şarkılar söyledi, tavşanlar sevimli danslarıyla göz doldurdu, ağaçlar ise büyülü gölgelerinde hikayeler anlattı.
Sonunda, köyün liderine ulaştılar. Ona ormanlarının nasıl bir cennet olduğunu anlattılar. Lider, hayvanların ve bitkilerin bu kadar tutkuyla doğayı savunduğunu görünce etkilendi. "Evet," dedi, "doğayı korumak önemlidir. Kararımı değiştirdim, fabrikayı başka bir yere yapacağız."
Ormandaki hayvanlar ve bitkiler sevinçle geri döndü. Keloğlan, diğer ağaçlara dönerek şöyle dedi: "Başardık! Doğayı korumak için birlik olduğumuzda neleri başarabileceğimizi gördük."
Çevreci Orman, bu zaferden sonra daha da güçlendi. Hayvanlar ve bitkiler, ormanlarını daha iyi korumak için bir ekip oluşturdu. Gözcü kuşlar, herhangi bir tehlike olduğunda hemen haber vermek için uçup gelmeye başladı. Tavşanlar ve tilkiler, ormanın etrafında nöbet tutarak her şüpheli durumu izledi.
Ormanda yaşayan her canlı, doğayı sevgiyle korumanın önemini öğrenmişti. Artık insanlara doğayı nasıl koruyacaklarını göstermeyi hedefliyorlardı. Her hafta sonu, Çevreci Orman'da etkinlikler düzenleyerek köy sakinlerini kendi doğalarını keşfetmeye ve onları korumaya teşvik ediyorlardı.
Ve o günden sonra, Çevreci Orman herkesin ilgisini çeken bir yer oldu. İnsanlar, fabrikanın yapılmamasının ne kadar doğru bir karar olduğunu anlamıştı. Artık doğayı koruma bilincine sahip olarak onunla uyum içinde yaşamaylarını öğrenmişlerdi.
Çevreci Orman, her mevsimde büyülü bir güzellik sunuyordu. İlkbaharda, renkli çiçekler açarak ormanın birer tablosu gibi görünmesini sağlıyordu. Yaz aylarında, ağaçların gölgelerinde serinleyen insanlar kuş sesleri eşliğinde huzur buluyorlardı. Sonbahar geldiğinde, yapraklar sararıp düştüğünde, toprak yüzüne bıraktıkları renk cümbüşüyle insanları büyülüyordu. Kışın ise beyaz bir örtüyle kaplanan Çevreci Orman, sessizlik ve dinginlik sunarak ziyaretçilerine masalsı bir atmosfer yaşatıyordu.
İnsanlar, Çevreci Orman'ı keşfettikçe doğayla bağlarının ne kadar önemli olduğunu anladılar. Onlar da doğayı koruma çabalarına katıldılar. Geri dönüşüm kutuları yerleştirdiler, atıklarını düzenli olarak ayrıştırdılar ve enerji tasarrufu yapmaya özen gösterdiler. Her bir kişi, küçük adımlarıyla büyük değişiklikler yaratmanın mümkün olduğunu fark etti.
Çevreci Orman ve doğa koruma hikayesi tüm ülkeye yayıldı. Diğer bölgeler, bu örnekten ilham alarak kendi doğal alanlarını koruma çalışmalarına başladı. İnsanlar, doğayla uyum içinde yaşamanın ne kadar önemli olduğunu anlamışlardı. Doğanın sunduğu güzellikleri koruyarak gelecek nesillere aktarmak gerektiğini biliyorlardı.
Yıllar geçtikçe, Çevreci Orman daha da büyüdü. Hayvanlar ve bitkiler, ormanlarının sınırlarını genişletti ve farklı türlerin bir arada yaşamasını sağladı. Ormanda yeni dostluklar kuruldu, yeni hikayeler yazıldı. Her canlının özel bir görevi vardı ve her birinin doğanın dengesine katkısı büyüktü.
Çocuklar, Çevreci Orman'ı ziyaret ederek doğa hakkında eğitici ve eğlenceli etkinliklere katıldılar. Onlara doğayı sevmeyi, korumayı ve değer vermenin önemini öğreten masalsı öğretmenler vardı. Çocuklar, ağaçları, kuşları ve diğer canlıları saygıyla karşıladılar. Toprağa dokundukça onun canlı olduğunu hissettiler. Gökyüzündeki yıldızlar, onlara hayallerini takip etmeyi ve doğayla uyum içinde yaşamayı öğütledi.
Ve böylece, Çevreci Orman ve doğa koruma masalı tüm ülkeye yayıldı. İnsanlar, doğayı korumanın önemini kavradılar ve her biri kendi yaşadıkları bölgelerde birer doğa kahramanı oldu. Her bir adım, doğanın büyülü döngüsünü daha da güçlendirdi.
Çocuklar büyüdükçe, Çevreci Orman'da yaşanan bu masalı kendi çocuklarına anlattılar. Bu masal, kuşaktan kuşağa aktarıldı ve doğayı sevmek, korumak ve değer vermek için ilham kaynağı oldu. Ve Çevreci Orman, sonsuza kadar sürdü.
Bu masalda, hayvanlar ve bitkilerle birlikte insanların doğayı koruma çabalarını anlatarak çocuklara doğ
Çocuklar, doğayı sevdikçe dünya daha güzel olacak.