Uzun zaman önce, bir şehirde yaşayan bir belediye işçisi vardı. Adı Ahmet'ti. Ahmet, şehrin temizliği için çalışan dürüst ve çalışkan bir adamdı. Her sabah erken saatlerde kalkar, süpürgeyi alır ve şehirdeki sokakları temizlemeye başlardı. Ahmet'in neşesi, insanların gülümsemeleriydi. Sokaktaki çocuklar ona "Ahmet Amca" diye çağırırlardı ve onunla sohbet etmek için sıraya girerlerdi.
Bir gün, Ahmet işe gitmek için evinden ayrıldı. Fakat o sabah normalden farklıydı. Karşısına sihirli bir süpürge çıktı. Bu süpürge, altın renginde parıldayan tüyleriyle büyülü bir görünüme sahipti. Şaşkınlıkla süpürgeyi eline alan Ahmet, onun nasıl burada olduğunu anlamaya çalıştı.
Süpürge ansızın konuştu: "Merhaba Ahmet! Ben sihirli bir süpürgeyim ve senin yardımına ihtiyacım var. Şehrimizi kötülüklerden korumak için bana eşlik eder misin?"
Ahmet, şaşırmış bir şekilde süpürgeye baktı. Sonunda, bu ilginç maceraya atılmaya karar verdi. "Tabii ki, Sihirli Süpürge. Nasıl yardımcı olabilirim?" dedi.
Sihirli Süpürge cevap verdi: "Bana bin ve sırtına bin, seni şehrin üzerinde uçurayım. Benimle birlikte kötülere karşı savaşacaksın."
Ahmet heyecanla süpürgenin sırtına atladı ve havada yükselmeye başladılar. Şehrin üzerinden geçerken, Ahmet kocaman bir ejderhayı fark etti. Ejderha, şehrin üstünde alevler saçıyordu ve insanları korkutuyordu. Ahmet ve Sihirli Süpürge hemen harekete geçtiler.
Sihirli Süpürge, Ahmet'i ejderhanın yanına götürdü. Ahmet cesaretini topladı ve ejderhaya doğru ilerledi. Göz teması kurduklarında, Ahmet'in kalbi hızla atıyordu. Ancak birden ejderhanın gözlerinde bir ışıltı belirdi. Yıllardır yalnız olan bu ejderha, aslında sadece arkadaşlık istiyordu. Ahmet onunla konuşmaya başladı ve zamanla aralarında bir dostluk doğdu.
Ancak maceraları bitmemişti. Şehre dönüşlerinde, Ahmet ve Sihirli Süpürge, cadının büyülü ormanını keşfettiler. Ormanda türlü türlü yaratıklar ve büyülü bitkiler yaşamaktaydı. Cadı, ormanda kötülük saçıyor ve insanları korkutuyordu. Ahmet'in cesaretiyle Sihirli Süpürge, cadının karşısına dikildi.
Cadı onlara meydan okudu: "Siz kim oluyorsunuz da benim ormanıma geliyorsunuz? Buradan hemen yok olun!"
Ahmet, cesaretle cevap verdi: "Biz burada yaşayanların huzurunu sağlamak için buradayız. Kötülüklerin son bulmasını istiyoruz."
Cadı sinirlendi ve büyü yapmaya başladı. Ancak Sihirli Süpürge hızla hareket ederek Ahmet'i korudu ve cadının büyüsünü bozdu. Sonunda, cadı yenik düştü ve onun yerine iyilik dolu bir peri ortayaçıktı. Peri, Ahmet ve Sihirli Süpürge'ye minnettarlıkla gülümsedi ve şehre barışı geri getirmek için onlara yardım etmeyi teklif etti.
Ahmet, periyle birlikte şehre döndü. İkisi, insanları korkutan her türlü kötülüğe karşı savaşmak için bir ekip oluşturdular. Şehir halkı da onlara katılarak, birlikte çalışarak şehirlerini daha güvenli bir yer haline getirdiler.
Ahmet artık "Kahraman Ahmet" olarak anılıyordu. Çocuklar, onun maceralarını heyecanla dinlerken, Ahmet onlara temizlik ve iyilik yapmanın önemini öğretti. Şehirdeki herkes Ahmet'i seviyor ve minnetle hatırlıyordu.
Sihirli Süpürge ise Ahmet'in en iyi dostu oldu. Her gün Ahmet'e yardım etmek için sihrini kullanıyor ve beraber yeni maceralara atılıyorlardı. Birlikte, çevreyi temiz tutmak için çabaladılar ve insanlara doğaya saygı duymayı öğrettiler.
Böylece, Ahmet'in cesareti ve Sihirli Süpürge'nin büyüsü sayesinde şehir huzura kavuştu. Kötülükler uzaklaştı, insanlar mutlu yaşamaya başladı. Ahmet ve Sihirli Süpürge, şehirlerine umut ve sevinç getirdi.
Ve masalımız burada sona eriyor, sevgili çocuklar. Ahmet'in cesareti ve iyilik dolu kalbi, bir belediye işçisinin bile dünyayı değiştirebileceğini gösteriyor. Unutmayın ki herkesin içinde bir kahraman gizlidir ve küçük adımlarla büyük değişimler gerçekleştirebiliriz. Haydi, siz de Ahmet gibi cesaretli olun, temizlik yaparken, doğaya ve diğer insanlara yardım ederken hep gülümseyin ve iyilik tohumları saçın. Belki siz de bir gün kendi masalınızın kahramanı olabilirsiniz.
Çok güzel bir masal, umut dolu ve ilham verici