Ali Baba ve Kırk Haramiler Masalları

Ali Baba’nın Gizemli Mağarası Masalı

Bir zamanlar, uzak diyarlardan birinde Ali Baba adında dürüst ve iyi kalpli bir genç yaşarmış. Ali Baba, her gün pazarda meyve sebze satan bir tüccarın yanında çalışırken hayal gücü ile dolu bir macera beklemiyordu.

Ali Baba'nın hayatı, bir gün ormanda yaptığı yolculukla tamamen değişti. Ormanda kaybolmuş gibi hissetti ve ne yapacağını bilemedi. Derken, birdenbire dikkatini çeken gizemli bir mağara gördü. Mağaranın kapısı devasa bir kayayla kapanmıştı. Ali Baba, merakla mağaranın içine doğru ilerlemeye karar verdi.

Kapının önünde duran Ali Baba, büyük bir cesaretle, "Açıl, açıl!" diye bağırdı. Şaşırtıcı bir şekilde, mağaranın kapısı kendi kendine açıldı. İçeri giren Ali Baba, gözlerine inanamadı. Mağara, değerli hazinelerle doluydu! Altınlar, mücevherler ve değerli taşlar, her biri onun için parlayan bir dünya yaratıyordu.

Ali Baba, bu görkemli manzaraya hayranlıkla baktıktan sonra, hazineye dokunmak istedi. Ancak, bir ses duydu; "Dokunma!" diye fısıldadı mağaranın içinden gelen ses. Ali Baba şaşırdı ve sesi araştırmak için etrafına baktı. Birden, bir ışık hüzmesi gözlerine vurdu ve önünde beliren bir cinin varlığına inanamadı.

Cin, Ali Baba'ya konuştu: "Ben, bu mağaranın bekçisiyim. Mağaradaki hazineler sadece dürüst ve iyi kalpli insanlar için vardır. Eğer bunlara zarar verecek ya da kötü niyetle kullanacak olursan, başına kötü şeyler gelebilir."

Ali Baba, cinin uyarısını dikkate aldı ve mağarayı keşfetmeye devam etti. Her adımda daha fazla hazineyle karşılaştı. Ali Baba, cesaretle altınları toplamaya başladı ve onları uygun şekilde paylaştırmak için plan yapmaya başladı.

Ancak, Ali Baba'nın yokluğunu fark eden tüccar, onun cömertliğiyle dolu mağarayı öğrendi ve zengin olmanın hayallerini kurmaya başladı. Tüccar, Ali Baba'nın peşine düşerek mağaranın gizemli yerini keşfetti. Ancak, tüccarın kalbi açgözlülükle doluydu.

Tüccar, mağaraya girdiğinde cin tarafından yakalandı ve Hazinenin ruhu tarafından lanetlendi. İçerideki altınlar üzerindeki büyü bozuldu ve tüccarın elindeki altınlar toz dökerek yerlere düştü. Tüccar, bu acı sonla lanetlenmiş oldu.

Ali Baba ise, mağaradaki hazineyi adil bir şekilde kullanarak köyündeki fakir insanlara yardım etti. Onların ihtiyaçlarını karşıladı, okullar inşa ettirdi ve herkesin yüzünü güldürdü. Hikayesi yayıldı ve Ali Baba'nın adı iyilik ve cömertlik simgesi haline geldi.

Ali Baba'nın masalı, uzun yıllar boyunca nesillerden nesillere aktarıldı. Her çocuk, bu masalı duyduğunda hayal dünyasında macera dolu bir yolculuğa çıkıyor ve dürüstlüğün ve cömertliğin gücünü keşfediyordu. BuAli Baba'nın masalı, bir gün Ali Baba'nın kız kardeşi olan Safiye'nin cesur bir adım atmasıyla daha da heyecanlı bir hal aldı. Safiye, Ali Baba'nın macerasını merak ediyor ve gizemli mağarayı görmek istiyordu.

Bir gece, Safiye sessizce evden ayrıldı ve ormanda yürümeye başladı. Yıldızlar parıldarken, gizemli mağaranın yerini buldu. Kapıdaki büyük kayaya yaklaştı ve "Açıl, açıl!" diye bağırdı, ancak kapı yerinden oynamadı.

Safiye, üzgün bir şekilde geri dönmek istedi, ancak birdenbire mağara zeminindeki taşlardan oluşan bir şifre fark etti. O an içinde bir heyecan doğdu. Taşları doğru sırayla yerleştirirse kapının açılacağını düşündü.

Safiye, bütün cesaretini topladı ve taşları doğru bir şekilde düzenlemeye başladı. Zorlu bir sürecin ardından son taşı yerleştirdiğinde, mağaranın kapısı hışımla açıldı ve Safiye içeriye girdi.

Mağaranın içindeki görkemli hazineler, Safiye'yi büyüledi. Altınlar, inciler ve paha biçilemez mücevherler, onun etrafını sarmıştı. Ancak, bu sefer mağaranın derinliklerinden gelen bir ses duyuldu: "Dikkatli ol, Safiye! Hazineyi paylaşmadan önce kendini sınırlayabilmelisin."

Sesi takip eden Safiye, mağaranın daha derinine ilerledi ve bir masa üzerinde duran üç altın kâsenin farkına vardı. Kâselerden biri altınlarla doluydu, diğeri mücevherlerle süslüydü ve üçüncüsü ise toz kaplıydı.

Cesurca, Safiye altın dolu olan kâseye uzandı, ancak yine aynı uyarıyı duydu: "Dokunma!" Bu kez Safiye anlamıştı. Hazineyi sadece ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalıydı. Altınları düşünen kalbi, onu doğru yolu bulmaya yönlendirdi.

Safiye, tozlu olan kâseye elini uzattı. Anında kâse parıldamaya başladı ve içinden bir sihirli lamba çıktı. Lambanın yanında bir cin belirdi ve Safiye'ye minnettarlıkla baktı. "Sen, gerçek bir kalbe sahip olan kişi, dileklerini yerine getirmem için beni serbest bırakan kişisin. İstediğin her şeyi dile, Safiye," dedi cin.

Safiye, düşünmeden önce içinden geldiği gibi konuştu: "Benim dileğim, bu büyülü mağaradaki hazinelerin insanların mutluluğu için kullanılmasıdır. İhtiyaç sahiplerine yardım edecek ve dünyayı daha iyi bir yer yapacak cömertlikle dolu bir toplum yaratmak istiyorum."

Cin, Safiye'nin dileğini gerçekleştirdi ve mağaradaki hazineler, köydeki fakirlere dağıtıldı. Ali Baba ve Safiye, insanların hayatlarına dokunarak onlara umut verdi. Köy, birlikte çalışarak daha adil ve sevgi dolu bir yer haline geldi.

Ali Baba ve Safiye'nin maceraları, halk arasında anlatılmaya başladı ve çocuklar, her akşam uyurken masal anlatıcısının sesinde bu hey

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Tuğba Sarikaya

    Ali Baba’nın Gizemli Mağarası Masalı, her çocuğun hayal dünyasında maceraya atıldığı ve dürüstlük ile cömertliğin gücünü öğrendiği bir hikayedir.

Başa dön tuşu