Açgözlülük ile ilgili Masallar

Açgözlülük ve Uçan Halı

Bir zamanlar, uzak bir ülkede, masalların ve büyünün hüküm sürdüğü bir krallık vardı. Bu krallığın adı Serendipiyalılar Krallığı'ydı. Krallığın kalbinde, herkesin hayranlıkla dinlediği bir masal anlatıcısı yaşarmış: Bilge Keloğlan.

Bilge Keloğlan, insanlara doğru yolu göstermek ve hayat dersleri vermek için masallar anlatırmış. Bir gün, Serendipiyalılar Krallığı'na açgözlülük musallat olmuş. İnsanlar daha fazlasını istiyor, sürekli daha çok mal ve para peşinde koşuyorlarmış. Bu durum, krallığı harap edecek bir tehlike oluşturuyordu.

Keloğlan, halkı uyandırmak ve açgözlülüğün zararlarını göstermek için özel bir masal hazırlamaya karar verdi. Masalını anlatmak için sarayın büyük meydanına çıktı ve tüm halkı etrafında topladı. Göz alıcı bir uçan halının üzerinde duran Keloğlan, sessizlik içinde başladı:

"Bir zamanlar, bu güzel krallığın bir köyünde, sevimli bir çoban yaşarmış. O, adı "Ali" olan dürüst ve cömert bir gençmiş. Ali'nin en büyük hayali, insanların mutlu olduğu bir dünya yaratmaktı.

Bir gün, Ali ormanda dolaşırken, pırıl pırıl parlayan bir cisim görmüş. Merakla yaklaştığında, sihirli bir halı olduğunu fark etmiş. "Bu ne güzel bir şey!" diye düşünmüş ve cismi incelemeye başlamış. Halıyı eline aldığında, birdenbire uçmaya başlamışlar.

Ali, bu olağanüstü keşfiyle sevinçten havalara uçuyor, ancak bir süre sonra aklına bir fikir gelmiş. "Eğer bu uçan halıyla tüm mal ve servetimi artırabilirsem, herkesin umut dolu bir geleceği olacak!" demiş kendi kendine.

Bu düşüncelerle, Ali uçan halıyı kullanarak zenginlik arayışına girişmiş. Krallığın en büyük hazinesine yönelmiş ve onunla dolup taşmasını sağlamış. Fakat tam o anda, halının üzerindeki sihir bozulmuş ve Ali aşağı düşerek ağır şekilde yaralanmış.

Uyanan Ali, açgözlülüğün ve hırsın zararlarını ilk elden tecrübe etmiş. Hayalini gerçekleştirmek için önemli bir bedel ödemişti. Derin bir pişmanlıkla krallığa geri dönen Ali, insanlara açgözlülüğün karanlık yüzünü anlatmış ve onları uyararak "Mutluluk, içimizdeki sevgiye bağlıdır. Mal ve mülk bizi gerçek mutluluğa götürmez," demiş.

Ali'nin masalı tüm krallığı etkilemiş. Halk, çılgınca zenginlik peşinde koşmanın yararsız olduğunu anlamış. Birbirleriyle paylaşmanın, sevgiyi büyütmenin yolunda ilerlemeye karar vermişler.

Ve böylece, Serendipiyalılar Krallığı yeniden eski ihtişamına kavuşmuş ve insanlar mutlu yaşamaya başlamış. Bilge Keloğlan'ın masalı, açgözlülükten uzak bir toplumun temel taşı olmuş. Açgözlülük yerine sevginin ve paylaşımilkesinin ne kadar değerli olduğunu anlatan bir ders olmuştu.

Bu olayın ardından, Serendipiyalılar Krallığı'nın insanları açık bir zihinle yaşamaya başladı. Açgözlülük yerine cömertlik ve yardımseverlik hüküm sürdü. İnsanlar birbirlerine destek oldu ve krallık daha da güçlendi.

Bir süre sonra, Bilge Keloğlan yeniden sarayın büyük meydanında toplandı ve halka bir kez daha seslendi:

"Sevgili dostlar, açgözlülüğün ve hırsın yarattığı acıları gördünüz. Ancak şimdi, içimizdeki sevgiyle dolup taşarak gerçek mutluluğu yakalayabiliriz. Bu masalda anlattığım gibi, zenginlik mal ve mülkte değil, kalplerimizde saklıdır."

Halk coşkuyla alkışladı ve Bilge Keloğlan'a minnettarlıklarını sundu. Artık herkes, masaldaki dersleri hayatlarına uygulamaya başladı. Serendipiyalılar Krallığı, uçan halı gibi bir mucizeye ihtiyaç duymadan da mutluluğun kapılarını açmıştı.

Bilge Keloğlan, kendisine verilen bu önemli görevi tamamlamanın gururu içindeydi. Hikayesi sayesinde insanların düşüncelerini değiştirmiş ve onları daha aydınlık bir geleceğe doğru yönlendirmişti. Masallarının gücü, insanların kalplerine dokunarak dönüşüm yaratmıştı.

Ve o günden sonra, Serendipiyalılar Krallığı'nın halkı Bilge Keloğlan'ın anlattığı masalları her zaman hayatlarına rehber edindi. Açgözlülük yerine sevgiyi seçtiler, bencilce davranmak yerine cömertlikle öne çıktılar.

Bilge Keloğlan ise yaşlılığına kadar krallığa hizmet etti. Herkesin gönlünde taht kuran bu bilge masal anlatıcısı, ardında bir kültür ve değerler mirası bıraktı. Serendipiyalılar Krallığı, sonsuza kadar mutlu ve uyum içinde yaşadı.

Ve böylece, "Açgözlülük ve Uçan Halı" masalı, Bilge Keloğlan aracılığıyla masal dünyasına eklenen unutulmaz bir başyapıt oldu. İnsanlar bu masalı kuşaktan kuşağa aktardı, çocuklarını dikkate almaları gereken önemli derslerle büyüttü.

Bugün bile, Serendipiyalılar Krallığı'ndaki insanlar, masal anlatıcısı Bilge Keloğlan'ın öğretileriyle aydınlanır ve yaşamlarını sevgiyle sürdürürler. Açgözlülüğün gölgeleri hiçbir zaman krallığa geri dönmez, çünkü Bilge Keloğlan'ın masalı hep hatırlanır ve kalplerde bir ışık olarak yanar.

Masalımızı Beğendiniz Mi?

Masalı Derecelendirmek için Bir Yıldıza tıklayın!

Ortalama Puan 0 / 5. Oy Sayısı: 0

Hiç Kimse Oy Vermedi, Bu Masala ilk Değerlendiren Siz Olun.

Masal Oku

Masal Oku, çocukların hayal gücünü geliştirir, eğlendirir ve öğrenmelerini sağlar. İyilik, adalet, cesaret gibi değerleri örneklerle göstererek çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlarlar. Masal okumak, çocukların hayal kurmalarını, kendilerini ifade etmelerini ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Ayrıca ebeveynlerle çocuklar arasında güçlü bir iletişim ve bağ kurulmasını sağlar. Masallar sadece eğitici değil, aynı zamanda eğlenceli zaman geçirmek için de önemlidir.

Bir Yorum

  1. Volkan Şerbetçi

    Bilge Keloğlan’ın masalı gerçekten etkileyiciydi, açgözlülüğün zararlarını çok güzel anlatmış.

Başa dön tuşu